6 Kasım 2009 Cuma

W.A.S.P. - The Crimson Idol (1992)


Grubun tekdüze rock'n roll (kötü demiyorum) çizgisinden uzaklaşarak sofistike hatta sanatsal bir ürün çıkarma gayretlerinin somutlaştığı bu albüm bir rock starın yükselişi ve düşüşü temasını işleyen rock opera çalışması. Gerçekten de değişik tempolu şarkılarıyla kaliteli bir pencere sunuyor bize, pvc olsa gerek. Eh eh eh..
Albümün ilk başlarında enstrümanların çalınışı gibi teknik farklılığı görseniz dahi ilk dönemlerinden kopuşun çok da güçlü olmadığına inanıyorum. 4. parça Chainsaw Charlie ile anca bombalama başlıyor. Gypsy Meets The Boy ve Doctor Rockter gaz klasik WASP nakaratları ile önceki döneme daha yakın. I Am One stadyum havasını teneffüs ettiren tatlu bir parça. Aslında albüm bitene kadar gayet leziz şarkılarla devam ediyor, The Idol, grubun bence çok başarılı olduğu slowlara örnek Hold on to My Heart. Albümün en iyi parçalarından Great Misconception of Me ile de son veriyoruz. Ardınan 98 baskısındaki 2. CD'ye geçiyoruz. Burada öne çıkan parça Blackie'nin vokallerine de yakıştırdığım blues-rock kıvamındaki Led Zeppelin cover'ı When the Leeve Breaks oluyor. Aslında Blackie'nin vokali için pek çok insan bu grubu dinlerken benim üzerimde az azcık ucundan negatif etkisi bulunuyor, açıkcası sevmiyorum diyemem ama rahatsız edici buluyorum ve biraz daha müziğe sololara izin verip dominant olmaması gerektiğine inanıyorum. Yine de özellikle bu albümde belki de biraz teknolojinin yardımıyla ama bence teknik gelişmeyle bilemeyeceğim, vokalin yetkinliği tartışılmaz. Geri kalan parçaların çoğunluğunu oluşturan canlı kayıtlar, ismini yukarıda geçirdiğim The Crimson Idol'daki öne çıkan parçalar ile daha önceki albümlerde yer alan birkaç parçadan, evet evet I Wanna Be Somebody gibi, müteşekkil. Özellikle Great Conception of Me'nin live kaydını ayrı bi beğendim.

8,50/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder