29 Kasım 2009 Pazar

Robert Jordan - Zaman Çarkı 3: Yeniden Doğan Ejder

Hatırlayalım ikinci cilt nasıl bitiyordu? Grup dağılıyor sonra Tümentepe denilen mevkide birleşip Rand'ı yeniden doğan ejder ilan ediyorlardı. Bu kitabın konusu ise grubumuz dağınık şekilde Tear denilen şehirde birleşiyor ve Rand yeniden doğan ejder ilan ediliyor. Tanıdık geldi mi? Farklar elbette var. Rand artık bu kimliği kabul etmiş gözüküyor. İlginçtir bu cilt Rand üzerine odaklı değil. Ayrıca kızlarımızın , Nynaeve, Egwene ve Elayne'in (ayrılmaz üçlü olduğu için bundan sonra kızlar diyeceğim sadece) Tar Valon'da oynadıkları dedektifçilik de ilgi çekici. Mat'ın uyuzlukları ise devam ediyor. Üstüne Egwene'nin salaklıkları ekleniyor. Bir de bu maceranın uzun bir süre bırakın sonuçlanması, virgül bile atılmayacağı kafama dangırdanak edince açıkcası aldığım zevk bir miktar daha azalmış durumda.
Karamsar da olmamak lazım. Seyahatler arttıkça gezip gördüğümüz yöreler de artıyor. Ve yazar ustamızın fantastik ulus oluşturmada önceki kuşaklara göre daha becerili olduğunu görüyoruz. Misal kuul Aieller çölde yaşamaları, kabilelere bölünmeleri, savaşçı olmaları, savaşmadan önce yüzlerini peçeyle kapatmaları gibi sebeplerle bedevileri andırırken kadın erkek ilişkilerinde bu kültürün kısıtlayıcılığını taşımaması ya da kızıl-sarışın görünüşleri itbariyle başka bir yerde duruyorlar. Yazarımız Slavları da örnek aldığını söylemiş Ailleri oluştururken. Misal Tear ülkesinin bayrağı üç hilalden oluşuyor. Hasır şapkaları, genelde çamurlu sokaklarda yaşamlarını idame ettirmeleri, kılık kıyafetleri ise bayraktan kaynaklı beklentilerimizin aksine Vietnam gibi Güneydoğu Asya milletlerini akla getiriyor. Zengin tabakanın çizgili felan kıyafetleri bende bir şey uyandırmadı ama bloglar İspanyol etkisinden sözediyor. Demek istediğim halkları oluştururken gerçek hayattan sentezleme yoluna giderek birebir özdeşleşmeden kaçınılmış. Barbar, katil gibi özcül etiketler kitlesel bir yapıştırma işlemine tabi tutulmamış. Çok uzattım , kaçın spoiler.
Okumamın üzerinden biraz zaman geçtiği için ve uzun uzadıya yazma isteğim kaçıverdiği için kısa geçeceğim. Rand yeniden doğan ejder olsa da destekçilerinin yetersizliğinden dolayı Moiraine onları bir vadide büyüyle korumaya başlar. Kışı beklerler. Bu arada kızlar ve Verin hançerin lanetini kaldırmak için artık kendini kaybetmiş Mat'i de alıp Tar Valon yollarına düşer. Kızlar büyücülerin kentine varınca 13 adet kara ajahın cinayet işleyip bazı sihirli eşyaları alarak kenti terkettiklerini öğrenirler. Dolayısıyla diğer aes-sedai'ler kızların da Liandrin ile gitmesinden dolayı şüphelenmektedir. Amyrlin makamı gizli bir toplantı yapar kızlarla. Tek güvenebileceği kişilerin onlar olduğunu söyler ve kulede hala kara ajah olup olmadığını araştırma görevini verir. Hatırlayalım bu başbüyücü, Moiraine ve Verin diğer büyücülerden gizli ayrı bir kumpas içinde Rand'a destek veriyorlardı. Neyse büyücülerin sarayında kızlar suikastten felan kurtulurlar ve esrarengiz bir kişinin ki daha önce Rand'a da yardım eden güzel kadın ki kimliği artık açığa çıkar, yardımıyla kara ajahların Tear'a gittiklerini öğrenirler. Bu güzel kadın karanlık varlığın yardımcılarından eski aes-sedai Lanfear'dir. Bu arada kızlar diğer büyücüler şüphelenmesin diye amelelik yapma cezası alırken Egwene ve Elayne büyü güçleri arttığı için bir kademe daha yükselmişlerdir. İyileşen Mat'in içinde ise başka bir güç doğmaya başlar. İki nehir'in yıkılmış efsanevi kadim devleti Manatharan, mantaran, menteran, Mehteran (ne haltsa artık hatırlamıyorum) ile ilgili sayıklamaya başlar. Elindeki değnekle iyi savaşabildiğini keşfeder. Bir de şansa bağlı kumar oyunlarında aşırı şanslı olduğunu. Sanırım bu ülkenin son kralının ruhunun reerkarnesi o da. Kızlar Mat'a Elayne'in annesi Cairhien kraliçesine gönderilmek üzere mektup verir ve Tear'a yola çıkarlar. Zira Elayne'in ortadan kaybolması neticesinde Tar Valon'la ittifak olan annesi bu ittifakı bozmuş yanındaki kızıl ajahı geri yollamış ve kimsenin bilmediği bir adamı yardımcı almıştır kendine. Sonradan bunun da karanlık varlığın bir hizmetkarı olduğu açığa çıkacak. Mat ise Tar Valon'da eğlenceye dalmışken yaşlı aşuğumuz Thom ile karşılaşır. Önceki kitaptan hatırlarsak aşığın sevgilisi öldürülmüştür ve artık kendini maceraya atmaya hazırdır. Onlar da Cairhien'e yola çıkar.
Şimdi Rand'a dönelim. Kamp kurdukları yer saldırıya uğrar. Rand büyü gücünü kontrol edememektedir, karanlık varlığın etkin olabildiği kabuslarla boğuşur. Ve efsaneye göre Tear'de dokunulmaz olan bir kılıcı eline alarak yeniden doğan ejder kendini ispat edecektir. Rand da rüyasında bu objeye kafayı takar, belki de kabul etmekte zorlandığı yeni kimliği için bir yargı noktası olacağı için. Herkesi terkedip tek başına yollara düşer. Ve kader diyebileceğimiz desen üzerinde o kadar güçlü iz bırakır ki, tabi farkına varmıyor, gittiği köylerde evlilik sayısı artar, kuyular sularla dolar, kuraklık olur, cinayetler artar. Böyle düzensiz olağanüstü olaylar görülür. Moiraine, Lan, Perrin ve Ogre arkalarında insanların kaderiyle ilgili imgeler görme yeteneğine sahip Min'i kampta bırakarak takibe başlarlar. Kurtlarla iletişimi iyice güçlenen Perrin kurtlaşmaktan tırsar artık. Taa doğudaki Aieller de kendi efsanelerine göre onları çölden çıkarıp karanlık varlıkla savaşacak seçilmiş kişiyi aramak için gruplarla batıya armaya çıkmışlardır. Kısacası onlarda Rand'da bihaberler. Perrin bir köyde esir Aiel görünce onu kurtarır ve grubumuz takipten vazcayarak direkten gemiyle Tear'a yola koyulur. Bu arada olayları gören ve kendini Valere borusu avcısı olarak tanıtan bir kız Faile gruba katılır. 2. kitapta ıllian ülkesinin geleneksel olarak boru avı düzenlediğini hatırlayalım. Bu ilk aşamalarda Rand, boru kısacası bu olağanüstü maceracılar hakkında bir bilgisi yoktur.
Kısaltayayım, Tear yolunda kızları kalabalık bir grup Aiel kurtarır. Ayrılırlar. Kızlar Tear'da kara ajahlar tarafından elegeçirilir. Karanlık Varlığın bazı yardımcıları , terkedilmişler, uyanmıştır.Ve biri Tear'ın lordlarından biri olmuştur. Kılıç odasında Rand'a tuzak kurarlar. Amaçları Rand'ın kılıcı eline alması ve karanlık tarafa geçmesi. Cairhien'de kraliçenin karanlık varlık hizmetkarları tarafından yönlendirildiğini öğrenen ve kızlara suikast planlarını duyan Mat de Tear'a kızları kurtarmaya gider. Moirane'nin grubu Illian hükümdarının da Ishmael adlı terkedilmiş (baş yardımcıları işte karanlık varlığın) olduğunu anlayınca hayatlarını zor kurtarıp Tear'a varırlar. Kente varan kalabalık Aiel sürüsü ile birlikte zaptedilmez Tear kalesine saldırır herkes. Bu arada Egwene elindeki sihirli bir yüzük sayesinde düşler evreninde gezinip olmuş olacak tehlikeleri sezer uykusunda. Heh zırt pırt yakalanmalarına engel değil tabi. Neyse sonunda Rand'da varır, kılıcı alır, karanlık varlık ile savaşır hatta öldürür. Çoğu kara ajah kaçar. Öldürdüğünün aslında karanlık varlık olmadığı Ishmael olduğu ortaya çıkar. Karanlık varlığı zindanında tutan mühürlerden birinin bu zafer neticesinde kırılmadığının farkına varırlar. Diğer müsabakalarda hep kırılmıştı. Kalede yeniden doğan ejder'in sancağı dalgalanır. Tüm Tear halkı galeyana gelip Rand! Yeniden Doğan Ejder! diye temaşa eder. Böyle işte, bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder