15 Nisan 2009 Çarşamba

"Yemişim Usameyi, Yemişim Amerikayı!"

Nerede Bu Usame Bin Ladin?

Festival kapsamında gösterilen bu belgesel saldırgan olmanın tersine hafif mizahi tavrı ve naifliği ile amerikan medyasının tüm terör sorumluluğunu yükledikleri Usame bin Ladin'in yakalanması ya da öldürülmesi ile sorunların çözülemeyeceği anafikrini bizlere sunmaya çalışıyor. Doğacak çocuğunun bin Ladinsiz bir dünyada daha güvenli olacağına inanan yönetmenimiz Ortadoğudan Pakistan'a bir yolculuğa çıkar ve problemlerin kökenine aptal amerikan izleyicisini sıkmayacak bir derinliğe iner. Başarılı efenim.

Apocalypto

Mel Gibson tarafından yönetilen film nedense pek ses getirmemiş ve vizyondan sessiz sedasız çekilmişti. Halbuki karşımızda şiddet ve aksiyon ile belgeselimsi bir snat anlayışının iyi bir kombinsyonu var. Maya uygarlığında ormandaki köylerinde avcılıkla geçinen küçük bir kabile saldırıya uğrar. Kadınlar köle olmaya gönderilirken erkekler tapınaklarda kurban törenlerine sunulur. İşte böyle çetin bir koşulda hollywoodvari kahramanımız eşi ve çocuğunu krtarma çabasına girişecektir. Ama atmosferi kılık kıyafeti makyajı ve film boyunca kullanılan Maya dili ile ayrı bir dünyaya giriyorsunuz. Lakin maceranın çoğunun ormanda geçmesi ve tekdüze bir konu olması da minimalist bir yaklaşımın örneği. Altından kalkılmış amma ve de lakin. Çok fazla şey beklemediğimden olsa gerek başarılı buldum. Damak tadıma uygundu. Heh heh he

Batman : Dark Night

Karışık duygular içindeyim. Joker'in oyunculuğu dedikleri gibi var da yine şaşırtalım izleyici stratejisi mevcut biraz. Filmin sonuna gelince ise böyle bir aksiyon görmüyorsunuz pek. Düğüm gibi film, evet.

Knowing

Anam, babam, bacım! Depresif oldum ben!
Biraz IQ, biraz Dünyanın Durduğu Gün, biraz da ismini hatırlamadığım İspanyol filmi. Vasatın azıcık üstü. Gerilimli bir kıyamet filmi, ne diyeyim şimdi. Nicholas Cage'i de hiç sevmem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder