7 Eylül 2018 Cuma

Ulver - The Assassination of Julius Caesar (2017)

Black metal ile başlayıp folk'a, elektroniğe, ambiyansa uzanan ilginç yolculuğun son durağı synth pop oluyor. Synth pop söz konusu olunca da seksenlerin etkisi göz ardı edilemez. Nasıl MGMT'nin son albümünü dinlerken aklıma Pet Shop Boys geldiyse, elbette birebir denklikten bahsetmiyorum, bu albüm de karanlık atmosferiyle Depeche Mode'u hatırlattı bana. Zaten başka bildiğim bir grup da yok bu türde. New Order olabilir bak şimdi aklıma geldi ama onların da pek müziklerini bilmiyorum. Neyse , itiraf etmek gerekirse ilk dinlediğimde albümü pek sevmedim. Zamanla alışabildim. Hala bir kaç şarkıya hakikatan vallahi tillahi ısınamadığımı söylemeliyim. Aksi olsaydı zaten albümün bende bıraktığı intiba da daha yüksek olurdu. Ancak deneyselliği abartmadan yapılan zekice düzenlemelere ve ambiyanstan gotiğe uzanan ince ince işlenmiş etkilenmelere hayran kaldım. Özellikle Rolling Stones ve Sothern Gothic pek seviştiğimiz şarkılar. Albümü açan  Nemoralia albümü layıkıyla temsil edebilecek tam bir single parçası ki şimdi baktım gerçekten de tekli olarak yayınlamışlar. Ben bu müzik işini biliyorum. So Falls the World'un teknoya bağlanmasını pek beğendim, uzasaydı o bölümü keşke.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder