Serinin üçüncü kitabı bana göre ilk ikisinin tadını hem ironik mizahı ile hem de kurgusuyla veremiyor. Halbuki sosyalist düşünceye sahip yazarı doğulu insanlar ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan Teckla sınıfının ittifakına dayalı devrimci süreci kurgunun göbeğine yerleştirmesine rağmen. Daha da ilginci yazarın bireyselliğe yatkın Vlad'ı eleştirel bir konuma sokarak bir nevi şeytanın avukatlığını yapması.
Vlad karısının kendisine haber vermeden devrimcilerle ortak çalıştığını öğrenir. Devrimciler ise çoktan merkezlerinin bulunduğu mahalledeki kirli işleri yöneten Herth ile bir mücadele başlatmıştır. Çevrelerinden biri suikaste uğrayınca Vlad, karısını korumak için, itirazlarına rağmen senaryolar yazmaya, entrikalar örmeye başlar. Kimi zaman imparatorlukla, çoğu zaman Herth ve devrimcilerle papaz olması işten bile değildir. Karısıyla da arası bozalacaktır. Kısacası kimseyi memnun edemediği bu kördüğümün içinden nasıl çıkacaktır? Okumak lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder