İki günde bitirdiğim roman Scalzi'nin sürekleyici ve kolay okunur tarzını bir değil bir kaç adım daha öteye götürüyor. Bilimkurguda klişeciliği eleştirirken ortaya koyduğu yapıt maalesef bir ölçüde sığlığa düşüyor. Hem de o kadar yaratıcı bir emeğin ürünü olmasına rağmen. Sonda farklı açılardan ana kurgunun hayatlarına gölge düşürdüğü karakterlerin öyküleri çok daha ilginç. Özellikle Üçüncü Şahıs başlıklı olan romantizme göz kırpmasıyla ayrı bir enfes. Ana kurgu ise benim gibi Uzay Yolu sevenler için gülümsemelere sebebiyet verecek alaycı ironiyle dolu. Hoş ama boş.
Kısaca konu şu, SPOİLER mı biraz öyle
Evrensel Birlik'in bayrak gemisi Gözüpek'e yeni tayfalar atanır, bunlar arkadaş olur ve gemide bir garipliğin döndüğüne şahit olurlar. Kaptan, bilim subayı ve dümenci(ydi sanırım) ile birlikte kim dış göreve gitse abuk subuk sebeplerle ölür. Dümenci hemen hemen her sefer yaralanır ve mucizevi bir şekilde iyileşir. Kötü yazılmış bir senaryo gibidir her şey. Genç arkadaşlar gerçekten de geçmişte, bugünler oluyor, Uzay Yolu'nu taklit eden başka bir bilim kurgu dizisinde ne yazıldıysa başlarına aynı şeyin geldiğini keşfeder. Halihazırda bu dizide karakterlerdir de zaten. Bir zamanda yolculuk çakarlar geriye doğru, kendilerini oynayan oyuncuları, figüranları bulurlar ve sonunda da senarist ile yapımcıyı. Yapımcının oğlu komadadır onun vücuduyla, oğulun karakteri konumundaki şahsiyetin vücutlarını değiştirirler. Senarist de bu şahsiyeti sanki kazadan kurtarılıp gemiye taşınmış gibi yazınca herkes mutlu. Sonra da diziyi sonlandırıp arkadaşların yaşamını kendi ellerine teslim ederler. Bu yağni.
7/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder