24 Temmuz 2017 Pazartesi

Fırat Yaşa - Tepe

-Maliyetten kaçınma sebepli belki, basılı kağıdın kalitesi öyküye derinleştirici etkide bulunsa da hastalıklı sarı renk bir süre sonra katlanılmaz bir hal alıyor.
-Bazen bazı karelerin kendini tekrar etmesi nedeniyle bu sahnelerin gereksizliği konusunda kendi kendinizle tartışır buluyorsunuz.
-Göbeklitepe her ne kadar kurumsallaşmış dinin ilk adımları olsa da tek tanrıcılıktan ziyade şamanizmin izleri baskın. Tamam, yapılan iş büyük oranda hayal ürünü, fantağzi. Yine de.. yine de...
Eleştirilerim bu kadar. Eski çağlardaki insanların soyutlama becerilerinin ilk örneği olan duvar resimlerindeki çizgilerin canlanıp çizerin elinde hayat bulması, kendine özgü bir karakter kazanması ve neredeyse tablo lezzetinde karelere dönüşmesi, karelerin geçişlerde sinematik bir akışkanlıkla ilerlemesi, basit ama hiç eskimeyecek kurgusu, sanatsal derinliği; işte bunlar da hoşuma giden şeyler. Bir Nausicaa kokusu...

8/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder