Off kafam çok karışık başka başka mesellerden dolayı. Dolayısıyla kafamı verip de şu son dinlememi layığıyla gerçekleştiremedim. Karajan'ın ruhu, Berlin Filarmoni Orkestrası beni hep affetsin. Artık alışageldiği gibi sözlerimize klasik müzik dinlemenin bir çaba gerektirdiği ama bu çabanın da meyve getireceğini belirterek devam edelim. 1800 sonları ile 1900 ortaları arasında yaşamış olan bestekar Sibelius efendi, memleketi Finlandiya esintili kompozisyonları ile biliniyor. Buradaki üç eserin temposu değişse bile kayıt, böyle ışıl ışıl huzurlu pastoral bir iklim yerine doğanın çetin koşullarını aksettiren bir gerilim atmosferine boğuyor dinleyiciyi. Özellikle bazı anlar saçlarınız fırçadiken oluyor, gömlek yakanız adem elmanızı zorluyor. Doğa soğuk yüzünü gösteriyor. Ki Karajan'ın tarzı diğer bir ifadeyle bestecininkiyle şıpşıpadık uyuyor. Bu bestelerin ortak noktaları olan yaylı çalgıların hakimiyeti bu havanın iskeletini meydana getiriyor. Bir diğer güçlü husus da yavaş bestelerde dahi disipliner icranın derin etkisi sayesinde dinleyicinin konsantrasyonunun bozulmaması. Tabi benim gibi kafanız çok meşgul değilse.
7,75/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder