Dışarıdaki tipi fırtınasından sığındıkları mağarada onlarca, hatta sayıları bir kaç yüze varan orkun homurdanması, gürültüsü; kürküne aklar düşmüş, acımasız yaşamın izlerini yüzündeki derin kesiklerde sergileyen ihtiyar bir uruk-hai'ın ikazlarıyla sonlanır:
Ork kardeşlerim! Sesime kulak verin, verin de halkımızın sorunlarını tartıştığımız geleneksel sempozyumu açalım.
Sesler kesilmeye başlar. Mağara girişinden sokulan rüzgarın amansız uğultusu dışında bir şey duyulmaz olur.
Bugüne kadar dünya halkları bizi hep yanlış tanıdı, önyargılara kurban edildik. Bu kar kıyamette yaşamak kolay mı ki? Yiyecek ne bulabiliyoruz metrelerce karın altında. Yoksa biz o yumoş yumoş, pamuk pamuk, ağızda eriyen hobbit etini yemek ister miyiz?
Kalabalık hep bir ağızdan: isteriz, isteriz!
Sükunet, arkadaşlar, sükunet!
Hatta kalabalıktan biri, yanında cılız gördüğü genç bir orkun bacağına davranır Açız nidaları arasında. Cılız orkun ciyakları yanındaki diğer birinin susturma gayesiyle kafasına indirdiği yumruklarla kesilir.
Hayır, istemeyiz, artık değişim vakti. Biz de medeni dünyanın bir parçası olacağız, şehirlere inip insanlar gibi yaşayacağız. İşte bu kravat, bu da ceket. Biraz kılık kıyafetimize, biraz da hal davranışımıza dikkat edeceğiz, o kadar. Zor olacak ama bizim de karnımız doyacak.
Büyük vaadi duyan orkların yükselen tezahüratları bir kere daha susturulur.
Ama, geçmişimizi, terkedeceğimiz bu diyarı bize hatırlatacak bir şeyi yanımıza alalım, derim. Ne önerirsiniz?
Biri artık ucu kütlenmiş baltasını kaldırır havaya: Bunu işte bunu götürelim.
Hayır, artık şiddet kullanmak yok. Burada bırakıyoruz silahlarımızı.
Derin bir hayalkırıklığını yansıtan ahlar ile yankılanır mağaranın içi.
Tombulca bir diğeri bir tomar kağıdı gösterir. Eti kayış gibi olan cücelerden yapılma 101 enfes yemek tarifi kitabını götürelim. İhtiyacımız olacaktır, kesin.
Uzaktan seçebildiğim kadarıyla sadece elle kabaca çizilmiş büyük bir kazan içinde pişen cüce resminden ibarettir bu tarif kitabı.
Hayır, dostlar hayır. Artık insan, cüce, elf, hobbit yemeklerinden de vazgeçiyoruz. Diğer insanlar ne yerse onu yiyeceğiz. Ama çok yiyeceğiz, karnımız doyacak.
Biraz önce bacağını zar zor kurtaran genç ork, kafasına aldığı darbe neticesinde hala atlatamadığı sersemliğin etkisiyle kekeleyerek sesini yükseltir.
Benim bir fikrim var. Paysage d'Hiver'in Das Tor ismindeki son albümü tam bizim buraları anlatıyor.
Hmm, evet, evladım. Güzel bir fikir. Herkes albümünü göç ederken heybesine atsın. Dinler dinler memleketi hatırlarız. Karar verilmiştir.
Kalabalıktan bir kaç kişinin korkarak seslendirdiği
Ama biz hala açız
itirazları Açız, Açız sloganları eşliğinde protestosuna dönüşür aniden. İşler kontrolden çıkmadan önce yaşlı reis, ucu soğuktan kararmış yaşlı işaret parmağını biraz önce konuşan cılız orka uzatır.
Alın götürün bunu mutfağa.
Bıkkın bir ses tonuyla: Bir süreliğin idare eder bizi artık.
7.0/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder