11 Aralık 2013 Çarşamba

The Knife - Shaking the Habitual (2013)

Yılın en iddialı sanat yapıtlarından biri olan bu çalışma deneyselliğini rahatça ortaya koymaya izin veren çift cdlik formatıyla dinleyiciye gayet ciddi bir meydan okuma gayesi güdüyor. Başta albüme ismini veren deyimin Foucault'dan ödünç alındığını söylemem ne kadar ciddi bir duruşla karşı karşıya olduğumuzu anlatıyor sanırım. Brrr, içim ürperdi. Müzikal tavıra da yansımakla beraber sözlerde vücut bulan tutum politika, cinsiyet sorunsalı, feminizm, yoksulluk gibi öğelerden besleniyor. Elektronik albüm mü demiştiniz? O kadar basit değilmiş demek ki. Müzik ise eleştirmenler tarafından grubun en olmuş albümü diye tanımlansa da kafa karıştıracak kadar dağınık bir çerçeve çiziyor. İşte bu noktada sevdiğimiz bir kaç şarkı üzerinden örnekleyelim: Wrap Your Arms Around Me, Björk vokal performansını hatırlatan, davul başta olmak üzere zil ve trompet ya da onların synth kayıtlarıyla destansı bir lezzeti melodiyle birleştiren bir şarkı. Fakat hemen öncesindeki Without You My Life Would Be Boring ile oryantal gibi kendimizi kıvırır durumda buluyoruz. Full of Fire ile birlikte karanlık çarpık bir kulüp şarkısına benziyorlar. liberals giving me a nerve itch diyebilecek yetkinlikte (ve haklılıkta) bir kulüp şarkısı biliyorsanuz beri gelin yafu. İlk çalışmayı hiç beklenmedik bir tarzda uzunca bir ambiyans parçası ile bitiriyoruz. 19 dakika ağır süresi tempoyu bıçak gibi kesiyor. Pek hoşlanmadığım bir an. İkinci CD ise ilkine göre denemelere daha açık. Hatta klasik normda şarkılara yakın Raging Lung ya da vokal desteği aldıkları Stay out Here bile bundan azade değil; altyapı çeşitliliği ile, karmaşası demiyorum yalnız, grup deneyselliği gürültülü, birbirinin üzerine düşen ya da polifonik ritimler üzerine inşa etmiyor neyseki, seyirlik bir yolculuk sunuyorlar. Bu çalışma da ilkinde olduğu gibi tümüyle deneyselliğe teslim olmuş bir parça içeriyor. Neyseki daha kısa, 10 dakika kadarcık. Foklara çığlık attıran, dinleyeni zangır zangır titreten ve kafada zonklama yaratabilme gücüne sahip bu parça ilk bir kaç dakika farklılığıyla ilgi uyandırsa da bir noktadan sonra hadi eyvallah sen yoluna ben yoluma dedirtiyor. Yani sanat adına dinlemesi zorlaştırılmakla beraber özellikle başlangıcında güçlü dans ritimleriyle dengenin bir anlamda kurulduğu, notaya dökülen fikirlerin renkliliği ile farkındalık yaratan, hatta klişenin anasını söyleyelim, bir yanıyla düşündüren, şimdi de söz babasında, aynı zamanda eğlendirebilen, sahiplenilmesi güç atlanması güç bir albüm.

7.75/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder