Bir önceki kitabı The Forgotten Beast of Eld ile fantastik kurguda ismini duyuran yazarın 70'lerin ikinci yarısına sığdırdığı üç kitaplık serinin birleştirilmiş halini okuma fırsatı bulabulabildim. Çok sevenler ve dudak bükenler olarak sınıflandırabileceğimiz serinin okuyucuları gibi ben de kendi şahsımda ikiye bölündüm. Yani artıları var, eksileri var, çabası var, çuvallaması var. Konuya geçmeden önce tarzı biraz özetleyeyim: İlk kitabın yarısına kadar yazım tekniği bize LeGuin'i hatırlatıyor. Psikolojik çözümlemeler ya da tasvirlere gömülmeden, kesik kesik ve detayları okuyucunun hayalgücüne bırakan, edilgen okumaya karşı bir teknik olarak tanımlayabiliriz bu yöntemi. Ancak bakıyor ki beceremiyor, doğru bir seçimle yönelimini değiştiriyor. Gönülsüz kahramanın bakış açısından onu seven bayan kadrosunun maceralarına odaklandığı ikinci kitap değiştirdiği yazım tarzı sebebiyle daha canlandırıcı bir okuma sunuyor. Üçüncü kitap da ise zoraki yine kahramanımız Morgon'a dönüyoruz.
Yazar kurgusunu büyük ölçüde gizem üzerine kuruyor. Amaçlanan iki sır var roman boyunca çözülmeye çalışılan. High One (hayvan şakası yapmayacağım) denilen o toprakların yönetimini sihirli bir şekilde krallara bölüştüren, onları gözeten ruhani varlık ile o topraklara ve bir noktadan sonra Star-bearer ünvanıyla mesihvari bir konuma ulaşan Hed Prensi Morgon'a karşı saldırıya geçen ve denizden geldikleri bilinen esrarengiz şekil değiştiren halk. Mükemmel demeyelim de layıkıyla metnin sonuna kadar bu sırları dengeli bir şekilde çözüme kavuşturma mücadelesi güdülüyor. Aklıma Robin Hobb geliyor. Ancak okuyucunun kafasını karıştıran bir gizem daha yaratıyor yazar ister istemez. Mantıksız dayanaksız sihir sistemini sanki bütün karakterler biliyor da bizim aklımız almıyor. O devirde unutulmaya başlayan sihirbazlar var. Bilmece var ki aslında tüm mistifikasyona rağmen ardındaki hisseyi bulma amaçlı analitik bir çözümleme tekniğinden öteye mana ifade etmiyor. Shout denen bir şey var. Şekil değiştirenlerin gücü var. Bir de High One'ın bahşettiği kralların, prenslerin kendi ülkelerindeki taşı toprağı yaşayan insanı (hatta An diyarında ölüleri) hissettikleri, hükmettikleri, şekil değiştirebilme imkanı tanınan (An kralı karga oluyor, Har isimli kral kurt oluyor lama misali bir hayvana dönüşüyor, Isig kralı ağaç halini alabiliyor) sihirli bir bağ var. Bu krallar öldürülmedikleri sürece binyıllarca yaşayabiliyor. Ama nedense veliahtları hep genç. Haritadaki belli yöreler belli özellikleri ile anılıyor. Isig ormanları ve ağaca dönüşen kralıyla tanınsa da aslında madenci ülkesi, Herun bir bataklık diyarı, Hed tarım, hayvancılık ve birayla geçinen sakin bir ada ülkesi, vs... Kısmen Belgariad yani.
İngilizceme çok güvenen birisi değilim. Grameri boşverip metinden anlam çıkarma gibi bir huyum var okumalarda. Bir noktada romanda geriye dönüp tekrar okumaya sevk eden kapalı diyaloglar ya da kimin kime ne söylediğini ilk bakışta kavrayamama gibi bir sorun bulunmakta. İnternette gördüğüm kadarıyla başkaları da bundan şikayet edince sorunun benden kaynaklanmadığına kanaat getirmiş bulunmaktayım. İlk kitapta vazgeçip sonrasında geliştirdiği anlatım tekniğinde, kelimeleri imgeye dönüştüren şiirsel bir yönü benimsemesi de bunda bir etken aslında.
Konuya geçelim. Hed Prensi Morgon, anası babası bir deniz kazasında ölünce ülkeyi yönetmeye başlar. Yaşı gençtir anladığımız kadarıyla. Caithnard şehrinde bilmece ilminde tahsil görmüş bu genç An'ın ölü kralından vakti zamanında An ülkesinin tacını kazanmıştır. O kadar umursamaz ki bunu yatağının altında tozlanmaya bırakmıştır. An kralı ise tacı ele geçirene kızı Raederle'yi başgöz edeceğine söz vermiştir. High One'ın resmi arpçısı Deth bir gün çıka gelir ve Morgon'u bulur. Hed'i erkek kardeşiyle kızkardeşi Tristan'a bırakıp terkeder, An sarayına yola çıkar. Zaten Raederle'yi çocukluğundan bilmektedir ama acaba böyle güzel bir hatun her şeyi bırakıp köylülerin arasına gelecek midir kuşkusunu kalbinde taşır. Geçmiş zamanda Yrth ismindeki bir büyücü üç yıldızlı bir arp ve kılıç bırakmıştır. Alnında saçlarının kapandığı yerde üç yıldız işareti taşıyan Hed' arp sunulur. Neyse, Deth ile Morgon'un bindiği gemi esrarengiz bir şekilde batar. Konuşma yetisini kaybettiği bir büyüyle bağlanmış şekilde ve ağır yaralı halde Ymris kralının münzevi kardeşi tarafından bulunur, iyileştirilir. Yolda onu tanıyanların bulunabileceği kente yolculuğa giderken bir tüccar grubu tarafından saldırıya uğrarlar. Neticede Ymris kralı ve tebaası tarafından bulunurlar. Kral tayfası birbirini çok tutar ve kayıp Hed prensini yaralayanın Ymris kralının kardeşi olduğu sanılır. Aslında bu kardeş, abisinin evlendiği kızın aslında öldürüldüğü ve yerine bir şekil değiştirenin geçtiğine inanmaktadır. Abisini inandıramadığı için münzevi bir hayatı seçmiş, gizemi aydınlatmaya çalışmaktadır. Morgon sarayda kalırken bu kadınla ve diğer bir şekil değiştirenle karşı karşıya gelir. Sonuçta haklı çıkarlar, milleti de inandırmayı başarırlar. High One'ın ikamet ettiği Erlenstar dağına gitmesi salık verilir. İnatçı bir şekilde kaderine dirense de Morgon ile Deth yola koyulur. Amazon benzeri bir yönetici kadrosu tarafından yönetilen Herun'a varırlar. Kraliçe (Morgol) Deth'in yavuklusudur. Veliahtı Lyra ise Morgonu korumak gibi bir obsesyona kapılmıştır. Morgol bilmeceler kolejinin baş ustası Ohm'un kendi büyücüler okulunu yakıp yıkan ve diğer büyücülerin ortadan kaybolmasına sebep olan büyük usta Ghisteslwchlohm (ben şöyle okuyorum, Jistelmisteloyoyoy) olabileceğini iletir. Burada da kalırken şekil değiştirmiş bir arpçinin saldırısına uğrar. Pasifist, şiddet karşıtı Morgon da dönüşmeye başlamıştır artık. Bu değişime karşı her şeyi bırakıp evine dönmeye de çalışır. Dönüş yolunda yıldız taşıyıcı hakkında Osterland kralının bir bilmecesi olduğunu duyunca oraya yönelir. Vesta kılığındaki kral Har'ın yardımıyla tipiyi aşar, ondan bu bilmeceyi sorup kaybolmuş olan büyücü Suth'un oğlunun da yardımıyla şekil değiştirmeyi öğrenir ve Suth'u aramaya vesta sürülerinin gezdiği kuzeye gider. Bir sürüde bulur da. Fakat orada Ohm ile Jistlemistel arasındaki bağlantıyı onaylatabilir Suth'dan sadece. Ki hemen ölür büyücü. Ardından yolu Erlenstar öncesindeki son durak Isig ülkesine düşer. Oranın kralı Danan'dan da soğuğa en dayanıklı hal olan ağaç olmayı öğrenir. Isig dağının derinliklerindeki gizemli bir türbede kılıcı da teslim alır. Bu türbe earth-master, toprak efendilerinin çocuklarının türbesidir. Taştan çocuklar kılıcı teslim ettiklerinde ondan High One'ı öldürüp onları serbest bırakacak bir kehanetten sözederler. Bu noktada söylemeyi geçtiğim bir şeyi eklemeliyim. Bu topraklar toprak efendileri denen bir halkın gelişmiş kentlerinin yıkıntıları ile doludur. İz bırakmadan kaybolan bu topluluğun kentlerinin de nasıl yıkıldığı bilinmemektedir. Kılıcı teslim aldığında yine şekil değiştirenlerin saldırısına uğrar. Yaralanır kurtulur. Aslında sonradan söz edeceği gibi bu şekil değiştirenler neredeyse kendilerini öldürtüyordur. Amaçları doğrudan Morgon'u öldürmek değil onu güdülemek gibidir. Deth de onun oraya gideceğini tahmin edip Isig da onunla buluşur. Baştan sona gizemli ve tekinsiz bir karakter çizen Deth ile birlikte sonunda Erlenstar'a varırlar. High One'ın tahtında Ohm oturur ve ben oyum der. İlk kitap sonlanır.
Aradan zaman geçer, Morgon kayıptır. Ülkesini yönetme hakkını belirleyen sihirli bağ kardeşine geçince herkes öldüğünü düşünür. Ymris'deki iç savaşın görünenden öte şekil değiştirenlerle ilgili olduğunu düşünen An kralı oğullarını ülkesine toplar, karga olup uçar gider. Raedele ise her nedense Morgon'a bağlanmıştır. Gizlice o da onu bulmaya Erlenstar'a yola çıkar. Yanına annesinin maiyetinden kaçan Lyra ve sonradan da Tristan da katılır. Bu arada sihir anlamında yavaş yavaş Raederle'de güçlenmeye başlar. Ortaya çıkar ki kraliyet genlerine geçmişte bir şekil değiştirenin kanı karışmıştır. Büyü gücü oradan gelmektedir. Korktuğu için kendisiyle savaş halindedir. Bu arada Ohm'un büyücüler üzerindeki etkisi de kırılmıştır. Hayatta kalanlar tekrar yaşama döner. Hedefleri toplanma noktası eski büyücü kenti Lungold'dur. Deth'in ihaneti sonrasında Ohm'a tutsak düşmüştür Morgon. Aylarca zihinsel işkenceye Deth'in ezgileri eşlik etmiştir. Bu süreçte Ohm'un güçlerini kendinde toplayıp bu zinciri kırmayı başarmıştır. Ve şimdi de Deth'in peşinde onu kovalamaya başlar diyar diyar. Geçtiği yerlerde ihaneti anlatır. İnsanlar High One'ın Ohm olmadığına inanır daha çok. Gerçekten de boş bulduğu koltuğa oturmuştur. İnsanlar umut bağladıkları Yıldız taşıyıcısının intikam uğruna ölüm makinesine dönüşmesinden korkmaktadır. Raederle Morgon ile konuşabilmeyi başarmıştır. Kendi ülkesine dönüşünde An'ın ölüleriyle anlaşma yapar ve Morgon'u ülkelerinden geçerken korumalarını ister. Talimatı açık olmadığı için Deth'i korur ölü kral ve soylular. Hepsi An sarayında toplanır. Morgon da çıka gelir. Deth'i öldürmemeye karar verdiği an dönüm noktasıdır. Serbest bırakılır. Artık herkesin buluşacağı nokta Lungold kentidir. Morgon ve Raederle uzun yolculuklarında bir kez daha Deth tarafından tuzağa düşürülür. Ohm ile yüzleştikleri an şekil değiştirenlerin de saldırısına uğrarlar. Kargaşadan yararlanıp teleportation (ne diyeyim a dostlar) büyüsüyle kaçmayı başarırlar. Hemen öncesinde ise emirlerine karşı gelen Deth'in Ohm tarafından öldürüldüğüne tanık olurlar. Öncesinde tüm An'ın ölü soylularını Hed'i korumaya gönderir Morgon. Lungold'a vardıklarında büyücülerin Morgon'a yardım için toplandığını görürler. Ohm büyücü okulunu yıldız taşıyıcısı ile ilgili efsane ve kehanetler tarihte kaybolsun diye yok etmiştir. Yine de kimsenin şekil değiştirenler ile kehanet arasındaki ilişki konusunda bütünleyici bir fikri yoktur. Sonunda şehir Ohm ve ondan ayrı şekil değiştiren ordu tarafından istilaya uğrar. Herkes Morgon'un bulunduğu odada karşılaştığı an arp ile bütün silahları kırar. Yrth'ın yönlendirmesiyle de oradan büyüyle kaçmayı başarır. Sonrasında kuş olur balık olur ama yine de Lungold'a dönemez. Arkasındaki şekil değiştirenler tarafından Erlenstar'a yönlendirilir. Sonunda her yol o dağa çıkar. İçeride Ohm ile kendini yalnız bulur. O da hapistir. Bekliyoruz der High One'ın gelmesini. Aslında şekil değiştirenler onu gerçek High One'ın yüzünü göstermesi için kullanıyordur. Ama High One toprağın olduğu kadar rüzgarın da efendisidir. Dağ fırtınayla yerle bir olur. Morgon kaçar, deli divane olur. Sonuna Raederle onu bir ıssızda bulur. Isig'a dönerler. Bütün kralların toprakla bağlantısı olan sihirlerini onlardan öğrenmeye başlar. Bu arada Deth'in ölmediğini aslında onun Yrth olduğunu keşfeder. Yolculukta Yrth ona yardım ederken bu gizemi de çözmek Morgon'a kalmıştır. Bu arada bütün diyar, Hed köylüleri bile kalabalık şekil değiştiren ordusunun karşısına Ymris'e yardım için hareketlenmiştir. Herun'da Morgola karşı Yrth Deth olduğuna dair sırrı saklayamaz hale gelir ve oradan kaybolur. Morgon da ona sorular sormak için peşine düşer. Kimsenin tepesine ulaşamadığı rüzgar kulesinde, High One'ın gizlendiğini düşündüğü yerde karşısında Yrth ya da Deth denen adamı bulur. Kimliğini açıklar. Onca eziyet aslında Morgon'un güçlenmesi içindir. Çünkü High One'ın varisi Morgon'dur. Aşırı güçlenen toprak efendileri medeniyeti bu yıkıcı güce karşı çıkan diğer fraksiyonla çarpıştıkları bir iç savaş neticesinde yıkılmıştır. Güce tapınanlar, kendi fraksiyonunda tek kalarak onların gücünü de kendinde somutlaştıran, aynı zamanda rüzgara da hükmeden High One ismindeki toprak efendisi tarafından denize sürülmüştür. Sınırsız güç karşısında engel gördükleri High One karşısında güçlenip dikilen eski halkından gizlenerek bu karşılaşmayı ertelemeyi başarmıştır. Varisini getirecek kehanetin gerçekleşmesini beklemiştir. Ordular kulenin dibinde savaşmaya başlamıştır. Ohm'u gücü için tutsak eden toprak efendilerinin lideri kulede peydah olur. Kılıcı tutan Ohm, High One'ı öldürmeyi başarır. Morgon ise rüzgarı çağırıp kuleyi yıkmayı başarır. Nihayetinde güçlerini kullanıp toprak efendilerini yener, öldürmeye kıyamaz, hepsini Erlenstar dağına hapseder. Morgon diyarın High One'ı olurken, Raederle ise artık denizlerde yaşamayı sevdiğini belirtir. Yılda bir kaç kez biraraya gelme sözü verirler birbirlerine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder