Nasıl önceki kitap kızılderililer yani Amerikan yerlileri ve doğa üzerinden ilerlediyse bu sefer de kapakta ipucu verildiği gibi zenciler yani siyahi Amerikalılar ve kölelik çıkış noktası olarak seçilmiş.
Meşale kız Peggy, kendisinin de eşi olarak içinde yer aldığı Alvin 'in olası hayatını incelemekten sıkıldığı bir dönemde güneydeki Appalachia'dan kaçan siyahi bir kölenin farkına varır. Kızcağızı kurtarmak mümkün olmazken melez bebeğini annesi kendi evlatlık çocuğu gibi yetiştirmeye karar verir. Halbuki melez çocuk yine tanrı veya melek kılığına girerek bağnaz dindarların aklını çelen Yıkıcının aklına girdiği bir çiftlik sahibinin çocuğudur. Bu çiftlik sahibi, siyah ırkı kötülükten ve gayri insanilikten kurtarmanın yolunun onları melezleştirerek asimile etmek olduğuna inanır. Bir kaç sene sonra da Alvin, Pegg'in kasabasına anlaşıldığı üzere demirci çırağı olmak üzere geliyor. Uzun yıllar boğaz tokluğuna çırak olarak çalışacağı sözleşmeyle bağlıyor kendini. Peggy ise o gelmeden hemen önce kasabasını terkediyor ve babasının eski yavuklusu yanında hanımefendilik eğitimi alıyor. Meşalelik hünerini dizginlemeyi öğrendiği bu süreçte daha sonra üniversitelerin olduğu doğu kıyısında izini kaybettiriyor. Demirci çırağı olarak çalışmaya başlayan Alvin, hünerini herkesten gizliyor, mümkün olduğunca da kullanmamaya çalışıyor. Su kuyusu açmak içen gelen gezgin bir su kuyucusunun ardından neredeyse kendi disiplinini kaybedip yıkıcıya teslim olacakken uzaktan Peggy'nin de yönlendirmesiyle yaratmayı öğrenmeye başlıyor. Arthur adını almış melez çocuğun da müthiş bir taklit ve hafıza yeteneğine sahip olduğu ortaya çıkınca kasabanın okuluna yazdırılmaya çalışıyor. Kasaba halkının itirazı sonucunda köye gelen gizemli bayan öğretmenden Alvin ile birlikte özel ders görmeye başlar. Halbuki öğretmen, tılsımlarla görünümünü farklılaştıran Peggy'den başkası değildir. Gel gör ki, artık ABD'nin bir parçası olan Appalachia kanunlarına göre köle sahipleri tüm ülkede kaçan kölelerinin peşine düşebilecektir. Arthur'un da peşine diğer kitaplardan tanıdığımız pederin kafasına girmesiyle çiftlik sahibi, iz sürücüleri takacaktır. Çocuğun kimyasını yaratıcılık hüneri ile değiştiren Alvin, Arthur'un iz sürücülerinin elinden ilelebet kaçmasını sağlar. Peggy'nin kulübesinde saklanırken çocuk, iz sürücüler Peggy'nin ailesinin işlettiği hanı basar. Peggy'nin iyi yürekli ama dediğim dedik annesi ölür. Diğer iz sürücüyü de Alvin çıplak elleriyle öldürür. Peggy annesinin ölüm acısıyla kimliğini açığa çıkarmıştır. Annesinin hayatını kurtaramaması sebebiyle Alvin'e kızmaktadır. Alvin de Arthur'u da yanına alıp, ustalık eseri canlı bir altın saban ile birlikte köyü Vigourbilmemneye yola çıkar. Demirci ustasının yıllardır demircilik hünerini kıskandığı ve sömürdüğü Alvin'in ustasına daha fazla altın çevirme isteğini reddetmesi başına bela olacağı hissini uyandırır okuyucuya. Kendi köyünde yaşadıklarından çok fazla bahsetmeyen Alvin, kendi hünerini paylaşan kardeşi Cal yüzünden de hüsrana uğrayınca insanları bir yaratıcıya dönüştürüp kristal şehri kuracağı vizyon konusunda şüpheye düşer. Ancak sempatik abisi Measure alalade bir çiftçi olmasına rağmen Alvin'e inanır, ondan ders almaya başlar.
Güneydeki çiftlik sahibi ise yatalak karısının tüm olup bitenleri bildiğini ve onun da intikam için kendisini zenci bir köle ile aldattığını duyunca ikisini iş üzerinde yakalama mizanseni ile öldürür. Planladığı gibi ceza almaz ama şerif böyle bir şeyi kasabayla paylaşmanın utancını burada taşımaması gerektiğine dair aldıkları kararı ileterek eline çiftliğin değerini peşinen öder ve tabir-i caizse kasabadan naş edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder