Zaman geçtikçe dozajı azalsa da albümü ilk dinlediğimde aklıma gelen esinlenme kaynağı Joy Division oldu. Post-punk'ı moderen zamanlara taşıyan grup özellikle bu debü albümü ile en iyiler arasına girmiş. Girmesine de bu albüme alışmak cidden çaba ve vakit gerektiriyor. Yoksa ilk dinlemelerimde özellikle hazzetmediğim vokal sayesinde kafamda oluşan fikir bir kaç dinlemeden sonra geçer yola devam idi. Bir gün bir şey oldu, kafamda bir tıklama sesi. Ve bu tarz müziği anlamaya başladım. Sadece modern post-rock değil indie rock ve hatta brit-pop etkilenimlerini de duyacağımız albümün ilk kısmı oldukça ilgi çekici bir hale büründü. Obstacle 1 ve 2 ile PDA özellikle hoşuma giden parçalar oldu. Kitle ise kapanış parçası Leif Erikson lehinde tezahürat yapıyor. Sözlerinden olsa gerek.
Bu kadar olumlu lafın arkasında aslında mevcut limiti anlatmaya çalıştım. Sadece tür dolayısıyla değil, grubun antipatik soundu sayesinde de çıta aşağı seviyede.
6,50+/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder