14 Mayıs 2011 Cumartesi

Barış Müstecaplıoğlu - Perg Efsaneleri II: Merderan'ın Sırrı


Daha bir yetkinleşen yazım tekniğiyle donalı serinin ikinci cildinin okunması kolay bir sürükleyiciliğe sahip olduğunu söyleyebilirim. Yine de Tanrı'nın Eli dedikleri şeyden muzdarip bu kitap. Yani yazar karakterlerine McGyvercılık oynatarak ihtiyaç anında o ana kadar duymadığımız çözüm yolları geliştiriyor. Konu ise kısaca şöyle:
Arkadaş grubumuz canavar görünümlü Leofold, korkak Guorin ve okçu prom (ork gibi bir ırk) Nume ölen büyücünün vasiyetini yerine getirmek için Amneh isimli bir başka büyücüyü bulmaya yola koyulur. Öncesinde Leofold karısını bulmaya çalışır, nafile yere. Perg'de ise durum değişmiştir. Kimse dünyalarını bu grubun kurtardığını bilmemektedir. Avcı kurumu kurulmuş ve avcılar dünyada kalan son yaratıkları avlamaktadır. Diğer yandan ölüm tanrısı ile işbirliği yapmış olduğuna inanılan promlar köleleştirilmiştir. Ve avcılar bizim grubumuzun görünüşlerinden dolayı peşlerine düşer. Grubumuz ise Amneh'i değil ilüzyon konularında becerileri olan kızı Nela'yı bulur. Nela, Leofold'un karısını bulmak için önce kendisine yardım etmeleri gerektiğini şart koşar. Bir zamanların ünlü kral-büyücüsü Merderan'ın heykelinin dibinde büyük bir servet yatmaktadır. Ve büyücülükle ilgili kaynaklar. Bu esnada avcı grubu ile çatışırlar. Avcılar Ais isimli komutanın liderliğindedir. Kafası az çalışan çok güçlü Çift Balta ile kurnaz Mommar da hikayeye katkıda bulunacak diğer isimler. Neyse yaralı maralı kurtulurlar, heykelin altındaki gizli geçide düşer bizim grup. Mommar ise kendi ekibini manipüle eder, zira avcı olarak Perg'i düşmanlarından koruma amaçlı operasyona giriştiklerini zannederlerken Mommar gizli geçitlerdeki hazineden haberdardır. Kendi arkadaşları dahil herkesi öldürüp hazineye tek başına konma planları yapar. Tabi biraz sabır gereklidir. Bizim grubumuzu ise Nela oyuna getirmiştir. Pişmandır felan. Çünkü çıkış sadece ilerdedir. Ve çıkışa kadar binbir yaratık ve tuzakla uğraşmaları gereklidir. Grubumuz ise Nela'yı sadece yolun başına getirmeye söz vermişti. Sonrasında Nela ölümcül hasta olduğunu ve çarenin de burada yattığını söyler. Diğerleri üzülür, mecburiyetten maceraya devam ederler. Bu geçitlerde onları takip eden avcı grubunun hayatını kurtarır bizimkiler. Avcı grubundan geriye demincacık ismini saydığım 3 kişi kalmıştır. Kendi hikayelerini anlatarak aradaki önyargılar kırılmaya çalışılır. Birlikte çıkışa doğru yola koyulurlar, tuzaklar, canavarlarla dolu göller karşılarına çıkar vessair. Son kapıda ise Mommar'ın ihanetine uğrarlar. Ancak son kapıyla ilgili gerçeği bilmeyen Mommar örümcek ağı gibi bir şeye takılıp kalır, sonsuza kadar. Grubumuzu Nela çıkışa yönlendirir. Ancak kendilerini binbir yaratıkla dolu bir arenada bulurlar. Burada da Çifte Balta Verum'u kaybederler. Sonunda bu oyunun Merderan tarafından konan bir tezgah olduğu anlaşılır. Sınanmışlardır. Merderan son sırrını hakedecek kişilere verebilmek için ölümle hayat arasında bir boyuta kendini hapsetmiştir. Nela'yı iyileştirir. Ve sırrı bir dövme şeklinde Guorin'in eline geçirir. Bunu Olmen isimli birine aktarma görevi verilir. Buradaki senaryoya önceki kitaptan tanıdığımız ejder de ortaktır aslında. Yani seride henüz aydınlanmamış bir giz bulunuyor. Merderan öte dünyaya göçer, Ais diğerlerinden ayrılır, grubumuz bataklık ülkeye yola çıkar. Roman bu kadar basit bir konuyu takip etmiyor aslında. Yazarın arkayapıya da önem vermesi sevdiğim özelliklerinden biri. Zira avcı kurumu ile Perg siyaseti arasındaki ilişki, Mommar'ın ihanete evrilen hayatının dönüm noktalarını, yavaş yavaş filizlenen Guorin - Nela yakınlaşması romanı zenginleştiren öğeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder