5 Mayıs 2023 Cuma

Tad Williams - Otherland: Altın Gölgeler Şehri (Komşu Evren, Kızıl Kralın Düşü, Bir Başka Ülke)



Hayatımda çok az kitap için bunu okumayın diye anons geçtim etrafıma. David Eddings'in şovenist ve ırkçı Elenium serisi öyledir misal. Aynı yayınevinden çıkan bu üçleme için de benzer bir şeyi tamamıyla başka sebeplerle söyleyeceğim. Eğer İngilizcenize güveniyor ve hikayenin devamını getirebilirim diyorsanız buyrun okumaya. Ama unutmayın, bu üçleme aslında Otherland serisinin ilk kitabı Altın Gölgeler Şehri'nin üç parçaya ayrılmış hali. Hikaye sona ermiyor, ara da vermiyor, daha bu başlangıç. Otherland serisinde 4 kitap daha var ve çevirisi halihazırda mevcut değil. Gelelim ülkemizde pek de bilinmeyen Tad Willaims'a. Kalabalık olmasa da güçlü bir okuyucu kitlesine sahip ve yapıtları listelere de girmekte. Kendisiyle tamamiyle klasik Tolkienvari fantastik üçlemesi Memory, Thorn and Sorrow ile tanışmıştım. Klasik FK'yı derinleştirerek sonradan çok çok ünlenecek yetişkin FK'nın ilk bebe adımlarını temsil eder, bu eseri. Ama bence kendini tekrar edip türü çok da geliştirememiştir. Sonra aslında bir portal fantazisi olan The War of the Flowers'ı okumuştum. Birbirleriyle çatışma halinde olan perilerin dünyasını okumak keyifliydi. Otherland ise yazarın klasikleşmiş, beğenilen diğer bir yapıtı. İnternetin yaygınlaştığı ilk günlerde sanal gerçekliği temel alan bilim kurgu ve fantastik kurgu melezi eser aydınlık bir siberpunk örneği olarak oldukça kendine özgün bir karakter çiziyor. Ayrıca Williams'ın yazım tarzı burada tavan yapıyor. Yavaş ve ağır ve yavaş ve detaylar. Biraz da tekrarlar. Zor arkadaşlar, zorlayıcı.
Ayrıca bu üçlemeyi okuyunca konunun nereye vardığını, kimin ne yaptığını anlamak mümkün değil. Farklı karakterlerin hikayeleri bir türlü kesişmiyor. Evine mahkum yaşlı bir adam ufak bir kız çocuğunu manipüle ederek ona bazı ayak işleri yaptırıyor. Bu adam kim ve neyi amaçlamaktadır? Ölümcül bir hastalıktan muzdarip sanal oyun hayranı (sanal oyun dediysek özel tertibatlarla sanal dünyayı ve oradaki olayları hissedebiliyorsunuz) genç, bir oyunda imgesini yakaladığı altın bir şehir uğruna kısıtlı vakitini bu gizemi araştırmaya adıyor. Niye bu obsesyon? Birinci Dünya Savaşında siperlerde aklını kaybetmeye yakın bir asker önce fasulyeci Jack masalına, sonra Alice harikalar dünyası benzeri dama temelli bir ülkeye, en sonra Mars gezegenindeki uzaylı komplosuna savrulurken ancak sonlarda onun kendi benliğini unutmuş bir denek olduğunu anlayabiliyoruz. Tabi illuminati benzeri bir kardeşlik üyesi kötü insanların kendilerini eski Mısır tanrıları yerine koydukları kendilerine özel bir sanal gerçeklikte ne olduğunu bilmediğimiz bir proje yürüttükleri, bu kardeşliği temsilen seri katil bir tetikçisinin ortalıklarda dolandığını da eklemek gerekli. Ancak asıl hikaye Güney Afrika'daki bir üniversitede asistan olarak çalışan bir kızımıza ve onun daha ilkel bir dünyadan gelen Bushman öğrencisiyle başlıyor. Bu kızın kardeşi sanal gerçeklikte dolanırken burnunu nereye soktuysa artık, komaya girer, uyanamaz artık ve kızımız bunun global çapta bir fenomen olduğunu öğrenerekten bağlantılarıyla birlikte konuyu aydınlatmaya karar verir. Ailevi sorunları, kaçma kovalamacasıyla temel hikaye bu hat üzerinden ilerlemektedir. Üçleme sonunda ne başarmışlardır, tartışılır. 



 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder