Uzun zamandır okumayı dört gözle beklediğim kitaba sonunda kavuştum. Ve bir kaç solukta bitirdim. Hain evreninde geçen roman bir gezegende ataları mahsur kalan Alterralıların, gezegenin yerlileri tarafından dışlandıkları yetmezmiş gibi nüfusları da azalarak yaşam savaşı verdiklerinden yola çıkıyor. Kadim kurallar gereği ise anayurtlarıyla irtibatı kesilse dahi teknolojilerini terketmiş ve unutmuşlar ve yerliler gibi yaşamaya çalışıyorlar. Uzuuuun kış mevsiminin gelmesiyle birlikte güneye göç eden Gaalların tek bir lider etrafında birleşip yolları boyunca kampları, kasaba ve kentleri yağmalamaya başlamaları, yabansoylu dedikleri Alterralılara komşu Tevarlıların önyargılarını yıkıp bu yabancılarla ittifak yapmayı sağlayacak mıdır? Asıl soru bu. Arkada ise Tevarlı genç kızımızın yabansoylu lideriyle yaşadığı gönül ilişkisi devam etmekte. Bir yandan da önyargıların kapıya dayanan tehlikenin somutluğuna rapmen mantık dışı bir şekilde nasıl işlediğini grebiliyoruz. Yazarın ilk dönem eserlerinden birisi olması sebebiyle, biraz bana Yerdeniz'i hatırlattı. Tam tersine alegori eksikliği ve derindeki saklı metaforların azlığı ise Sürgün Gezegeni'ni yazarın en iyi eserleri arasında aklıma getirmeyecek. Yine de o bir kraliçe, kaleminden çıkan her şey büyük bir keyifle okunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder