Serinin ilk kitabında belirttiğim gibi gotik temanın ötesine geçip klasik eserleri okumanın verdiği zevke eşdeğer bir noktaya çıkan bu serinin devamını getirmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. O tuhaf kurgusu ve altyapısı bir yandan okuyucuyu ötelerken bir yandan da derinlemesine içine çekiyor. Seri ile aynı adı taşıyan bu ciltte, hain Steerpike'ın yükselişi ve nihayetinde çöküşüne tanık oluyoruz. Bebek veliaht Titus'un ise büyümesine. Gariptir, romanın ilk yarısının ağırlığını şatodaki öğretmenlerin hayatları ve çekişmeleri oluşturuyor. Dolayısıyla kurgudan çok karakter çözümlemeleri büyük bir yer kaplıyor. Genel kurguyla bağlantısı zayıf olduğundan benim çok hoşuma gittiğini söyleyemeyeceğim. Bir diğer husus ise Titus'un yaş aldıkça dışsal faktörlerin de etkisiyle içinde büyüttüğü özgürlük ve şatoyu geride bırakma tutkusu. İç düşünceleri ve girişimleri tekrarlandıkça bıkkınlık veriyor. Ablasının başına gelenlere üzüldüm. Aslında Titus'un gittikçe yalnızlaşmasını sağlayan olaylar neticesinde nihai karar alma anı kendini biriktiriyor. Diğer yandan Kontes, hayatımda okuduğum en kuul karakterlerden birisi. Kendisiyle çok iyi anlaşabileceğimi düşünüyorum. Ama kedilerine ve kuşlarına bir o kadar da katlanmak zor.
7,50
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder