9 ciltlik bu eseri ilk bakışta rakamlara ithafen hazırlandığını sanıp nerede sıfıra adanan cildi diye hayıflanmıştım. Ebadından dolayı 9 ciltte dilimizde yayınlanması tercih edilen eser meğerse kronolojik bir sıra takip etmekteymiş. İlk cilt olmasından mütevellit, yazar içeriğin epeyi bir kısmını metodolojisini ve amacını anlatmakla geçiriyor. Yanılmıyorsam matematik öğretmeni olan yazarı tüm dünyayı dolaşıyor, uzmanlarla görüşüyor ve kütüphaneler dolusu tecrübesini dev gibi bir külliyata döküyor. Neticede basitçe bir sayıların tarihinden ibaret değil eski halklar tarihine, sosyoloji, dilbilgisi ve antropolojiye hayli derin mevzularla yapıtını besliyor. Okuyucuya da bu kadar kapsamlı ve ilüstrasyonlarla desteklenmiş bu araştırmanın sonuçlarını keyifle okuma görevi düşüyor. Bu ciltte yazı öncesi ilksel kabile ve kavimlerde daha soyut olarak rakam kavramı oluşmamışken yani sayıların bile adı var ile yok arasında iken, sayma sorunu ile nasıl başettiklerini öğrenme imkanı buluyoruz. El başta olmak üzere vücuttaki kesişme yerlerinden, kemik ve tahta çubuklara çentik atmaya ve düğüm atma tekniğine saymanın kayıt sorunu da bunun bir parçası olmak üzere diye ekleyelim. Ayrıca çeşitli dil öbeklerinde sayılara verilen adlandırmalar ve birbiriyle hem dilsel hem de zihinsel ilişkileri de gayet ilginç idi.
8/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder