24 Nisan 2017 Pazartesi

Altay Öktem - Tanrı Acıkınca

Yeraltı edebiyatının yurdumuzda önemli isimlerinden Altay Öktem, şiir, fanzin ve roman gibi farklı alanlarda faaliyet gösteriyor. Tanrı Acıkınca adını taşıyan bu romanı her ne kadar gerçeküstücü bir nitelikle sıfatlandırılsa da ben takip ettiği iki ayrı olayın birbiriyle çok da incelikli bir şekilde bağlantılandırıldığını düşünmüyorum. Bakterilerin içinde yaşadıkları insan bedenini bir tanrıyla kıyaslama hikayesi felsefi yada gizemsel bir metafordan çok alalade fantastik kurgu unsuruymuş gibi işliyor. Bakterilerin insansılaştırılması ve ötesinde insansı aşk, nefret gibi duygu ve motiflerle bezenmesi de bunu vurgulayan öğelerden bir kaçı. Gerçekçi diğer hikaye ise bağırsakta yaşayan bir tür bakterinin beyinde yaşamasını sağlamaya çalışan bir bilimadamının etrafında gelişiyor. Eski kız arkadaşı ve çalışmalarıyla ilgilenen gizemli yeni kız arkadaşı arasında ilerleyen olay örgüsü, çok daha ilginç mikro yaşam öyküsünün felsefi açılımına bir dayanak olmakdan öteye gidemiyor. Halbuki yazımın büyük çoğunluğu ayağı yere basan kısmıyla bu bölüm. Yanlış anlaşılmasın, fantastik kurgunun da gerçeküstücülüğün de felsefi alegori ve metaforların da hastasıyım. Ama burada aklımda kalan tek şey panteist evren kuramının ete kemiğe bürülü bir şekilde örneklendirilmesi. Fikir kuul ama bakteri gibi bir simge kişisel olarak deneyimlemekten hoşlanacağım bir şey değil. Misal Mouse Guard isminde bir çizgi seri okuyorum. Fareleri sevecen pofuduk şekilde çizmişler. Benim için eninde sonunda çizdiği şey hastalık taşıyan kımıl kımıl dişlek bir fare, sempati uyanmıyor içimde.

6/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder