28 Ekim 2016 Cuma

Ragıp Duran (Haz.) - Kanatların Yelken Ettik Gemiye

bin dosttan çoktur bir düşman demişler

Kuşlu estetizm çok hoşuma gidiyor. Hatta ikea'dan aldığım kuşlu pano duvarımı süslüyor. Demek istediğim şu ki bu kitabı satın almamın yegane sebebi kapağı. Çok da memnun kaldım sonrasında. Ragıp Duran onbeşinci yüzyıldan günümüze halk edebiyatından destan türünde şiirleri derlemiş. Destan deyince sırf savaşlar, zaferler ve yenilgiler gelmesin akla. Kıtlık, afet, meslekler, yemekler, hayvanlar gibi pek çok şey konu edilmiş durumda. İşin ilginci yüzyıllarca önceki halk dilinin günümüzden çok da uzak olmaması. Sözlüğe ihtiyaç duyduğunuzda da kitabın arkasında yardımcı olacak bilgilere rastlıyor olsanız da doğrusunu söylemek gerekirse yetersiz kalıyor. Buraya alıntılayacak olduklarım genelde bana enteresan gelenler. Halk edebiyatının kuralları kaideleri ve estetiği konusunda maalesef bir şeyler söyleyecek kadar bir bilgim yok. Bu da benim ayıbım olsun.

SİVRİSİNEK DESTANI ( Derviş Halil)

Sivrisinek ile hâlimiz yaman
Sor nice başım yorgana koydurur
Burnumla kulağım yerler her zaman
Kaşınmaktan derimizi soydurur

Katar katar olmuş gelir vız deyü
Çok kanımı içmişlerdir az deyü
Usul ile böyle çal'nır saz deyü
Nefeslerin birbirine uydurur

Akrep gibi sokar burnu kurusun
Acep nâzik çalar Firenk borusun
Yanınca uydurmuş eşek arısın
Hesap edip alayların saydırır

Birbirin kovalayıp yatarlar
Döşeğe girmeye yanup tüterler
Böyle kâideyle usul tutarlar
Sanasın kim nefesleri nay-durur

Kalkup mum yakıp arayım derim
Başını gözünü yarayım derim
Dal satır cümlesin kırayım derim
Korkarım ki büyüklere duydurur

Geceyle derdimi kimse bilmez
Her birin kurşunla vurursan ölmez
Söyleşmek kâbildi yalınız gelmez
Hep eşkıyâsın bile ivdirir

Sanırsın cenkçidir alayın dizer
Avâzın işiten canından bezer
Ellerin evinde beş on gün gezer
Bizim hanemizde altı ay durur

Gece herkes fikretmede yarını
Meteristen dinler âh u zârını
Cümle âlem çeker onun zorunu
Gerek geda gerek ise bay-durur

Derviş Halil eydür ayık yatamam
Sözlerim sahihtir yalan katamam
Üş dururum hiçbirini tutamam
Cine benzer bir acayip soy-durur

DESTAN (Karacaoğlan)

Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi
Yüzünü sevdiren gelin
Kaşların kara değil mi

Güzel, ben seni isterim
Seni koynumda beslerim
Yüzünü güzel göreyim
Zülüfün kara değil mi
Boyun uzun belin ince
Yanakların olmuş gonca
Salıverirsin kolunca
Beliğin kara değil mi

Utanırım akar terim
Güzellikte yok benzerin
En sevgili makbul yerin
Saçların kara değil mi

Beni kara diye yerme
Mevla'm yaratmış hor görme
Ala göze siyah sürme
Çekilir, kara değil mi

Hint'den, Yemen'den çekilir
İner Bağdad'a dökülür
Türlü taama ekilir
Biber de kara değil mi

Göllerde kuğular olur
Göğüs ak, kara benlidir
Mısır'da çok zengin vardır
Kölesi kara değil mi

Pınara konan kuğunun
Kanadı beyaz çoğunun
Çöldeki Arap beyinin
Çadırı kara değil mi

İller de konup göçerler
Lale sümbülü biçerler
Ağalar, beyler içerler
Kahve de kara değil mi

Evlerinde sular akar
Güzelleri göze bakar
Hublar yanağına sokar
Sümbül de kara değil mi

Karac'oğlan der inşallah
Görenler desin maşallah
Kara donlu Beytullah
Örtüsü kara değil mi

DESTAN (Ceyhuni)


İnkisar eylesem yazıktır sana
Döşek üzre yan gelesin sevdiğim
Ağzından burnundan hicran yerine
Parça parça kan kusasın sevdiğim

Bir yel essin gelip Şam'dan Urum'dan
Gam kasavet eksik değil serimden
Yekin yekin kalkamaz ol yerinden
Dizlerine sızı insin sevdiğim

Şöyle bir dert tutsun bilen olmasın
Bir saat yanında kalan olmasın
Korkudan üstüne gelen olmasın
Yine derim derdin azdır sevdiğim

Muradın gözünde kalsın ey kara
İmam bulunmasın kefenin sara
İskatın dağılsın on beşer para
Yine derim o da azdır sevdiğim

Rahatlık görme hiç hab-ı nazında
Isıtmalar tutsun kışın yazında
Yedi yıl hırlasın can boğazında
Suyu İblis versin sana sevdiğim

Dilerim Mevladan derde çatasın
Kapansın gözlerin duvar tutasın
Azıcık ağrıya kırk yıl yatasın
Yine derim derdin azdır sevdiğim

Yata yata yanın belin çürüsün
Eşin dostun etrafını bürüsün
Damarın çekilsin kanın kurusun
Hastalara şan veresin sevdiğim

Ocağın başında ısırgan bitsin
Bacanın başında baykuşlar ötsün
Günde yedi kere ısıtma tutsun
Ettimdi buldum diyesin sevdiğim

Pare pare oldu sinemin başı
Durmayıp akıyor gözümün yaşı
Ol kadar çok olsun alemin işi
Gelip cenazeni kılan olmasın

Ne düşmüşsün Ceyhuni'nin kastına
Zebaniler yapışalar destine
Dokuz ay yatasın bir yan üstüne
Onbir ayda can veresin sevdiğim

***

Bey kürkünü beğenmiyor köçekler
Babasına akl'öğretir çocuklar
Yumurtadan burnu çıkan cücükler
Horoz oldum diye cık cık ediyor
(Seyrani'den)

***

YEMEK DESTANI (Şerife)

Evvela yürüttük baştan çorbayı
Sarımsakla terbiy'olmuş paçayı
Domatesle pişirmeli bamyayı
Midemizi açsın hoş misal olsun

Bihamdillah hiçbir şeyi taşlamam
Yağ içinde yumurtayı boşlamam
Yumşak somun olmayınca başlamam
Semiz etin kenarları al olsun

Baklavayla börek derkenar ola
Şeker helvası da bir hisar ola
Toplanıp ihvanlar berkarar ola
Sıdk u mahabbetli ehl-i hal olsun

Mısırgayı bir hal edin oldurun
Ortasına fıstık pirinç doldurun
Dolmaları üçer üçer kaldırın
Kuvvetli bedene irtihal olsun

Katmeri ince aç yağın sakınma
Sakın ona haşhaş yağı kullanma
İnce etten olur hem de çullama
Tavada pişmiş bir kızıl hallolsun

Enginar ile kereviz ıspanak
Karnabetle semizota birle bak
Patates domates böğrülce kabak
Onlar da içinde hasbihal olsun

Mıkla cılbır mantı kaygana gelsin
Makarnayla keşkeş kuskus çekilsin
Şalga pişip gelir iken dökülsün
Kalan yemekler de istimal olsun

Köfte yaprak bir de lahna dolması
Sarı erik zerdali nohut yahnisi
Zülbiyeyle pancar turp salatası
Onlar da içinde pür kemal olsun

Tabakta turşu da kalmasın mahzun
Zeytinyağ üstüne sıkılsın limon
Balığı kızartın getirin pür hun
Yiyelim bizler de can misal olsun

Yiyenler nimetin şükrün bilirse
Vücut kuvvet bulup halin alırsa
Bu yemekler bize her gün gelirse
İster ise altı oruç hal olsun

Sebebin işleyip kârın gözetsin
Herkes varıp nasibini devşirsin
Günde bana üçer üçer pişirsin
Hıkl huyu güzel bir ayal olsun

Tan etmen ahbaplar siz bu âşıkı
Nimet ucuz amma budur layıkı
Çok istemem ben keseme harçlığı
Beşibirlik ile bin riyal olsun

Hak verir dostuna yarınki günü
Çorbada yemeklerin önüdür önü
Yemeğin bastırmak için üstünü
Kahve ile tütün on çuval olsun

Paluzeyle muhallebi araya
Kifayeler dursun hep bir sıraya
İki tatlı tuzlu gelsin sofraya
Kaymak güllaç ile şeker bal olsun

Canım hem böğrülce bakla da ister
Yıldız kökü çayır bağında biter
Patlıcan ortanın gayretin güder
Karpuz üzüm divlek üç misal olsun

Kadayıfın teni kırmalı telli
Üzeri kokulu emberli güllü
Pilavın üstüne getir sütlüyü
Yiyelim bizlerde can cemal olsun

Bihamdillah yedik nimet ü nânı
Bizim zamanımız bolluk zamanı
Bin üç yüz ondörtte yaptım destanı
Okunsun dillerde bir icmal olsun


ÇANAKKALE DESTANI (Boyabatlı Mustafa)

Üç yüz otuz sözüm Hakk’ın kelâmı
Padişahın geldi büyük selamı
Enver Beyin düşman kırmak meramı

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Euzu besmele çektim çıkarken
Köye baktım şöyle yüksek bir yerden
Karargâha koştum üç günde erken

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Kumandan emrini verdi bir gece
Anadolulardan layıktır nice
Yiğitler şehadet şerbeti içe

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Rumeli toprağı yuğrulmuş kanla
Ün alınır ancak verilen canla
Herkesi yüreği çarpıyor canla

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Kurşunlar atıldı düşmana karşı
Şehitler buldular göklerde arşı
Gaziler döktüler hep sevinç yaşı

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Düşmanın gür sesli büyük topları
Delik deşik etti toprağı yarı
Korkak Frenklerin yokmuş hiç ârı

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

İngilizler Frenge dostmuş diyorlar
Bir kötü kötüye elbette uyar
Onlara bu meydan gelecek  pek dar

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Çanakkale'yi siz sandınız boştur
Davulun sesi de uzaktan hoştur
Saptığınız bu yol bir dik yokuştur

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Aruburnu hani topların nerde
Gazilik arzusu var hangi serde
Şehitlik göktür gazilik yerde

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Ben yorgun değilim içim bir tufan
Müslümandan var mı savaştan kaçan
Türktür dünyaya al bayrak açan

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Zırhlıların gitti deniz dibine
İlk hücumdan sonra ya bu kaçış ne
Kaç durma geçerse fırsat eline

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Çanakkale’yi hiç verir mi Türkler
İstanbul’umuzu alacak bir er
Var mıdır dünyada nerde o asker

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Boyabatlı Ömer oğlu Mustafa
Yazdı bu destanı girerken sofa
Muradı gitmektir arşı tavafa

Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder