24 Nisan 2016 Pazar

Peyniraltı Edebiyatı # 34, Keşke #16, Figüran #2, Nepal #2, Gard #18

Dergi geçen ayın kapağını Hüseyin Rahmi'ye ayırmıştı. Lise'de okuduğum kadarıyla yazarı rahatsızlık verecek derekede didaktik ve aydınlanmacı bulsam da toplumu gözleyip aktarmaya dayanan bakış açısıyla bir yandan oldukça doğal bulmuşturm diğer yandan da yazdıkları heyecan uyandıran gerilimli bir yol izlemesi neticesinde iyi bir okuma serüveni sunmuştu. Dosya konusu tercih ettiğim gibi hacim olarak sayının yarısını kapsar hale gelmiş. Dosyada yazarı yaşamı hakkında detaylı bir yazı Melda Üner'ın, Gulyabani üzerine Hakan Bıçakcı ve Mehmet Berk Yaltırık'ın,yazarın sansürle karşı karşıya kaldığı anları anlatan yazısı ile Özkan Ali Bozdemir'in, yazarın anlatım tarzı üzerine Emre Kundakçı'nın, tiyatro oyunundaki erkek egemen dili eleştiren Elif Benan Tüfekçi'nin ve tercümeleri üzerine Oğuzhan Yeşiltuna'nın yazıları yer alıyor. Ayrıca yazarın bir öyküsüne de yer verilmiş.
Grotesk hikayeleri (Sonar Yurtçu ile Emre Varışlı) gayet optimist Muhittin Olmak isimli iç ısıtan bir hikaye (Bengüsu Özcan) dengeliyor. Diğer öykülere imza atanlar ise Ömür İklim Demir,Mehmet Tutlu, İsmailTopçu, Berkay Daçe ve Önder Şit. Şiirler ise Onur Bayrakçeken, Burak Albayrak, Reha Kadak, Ekin Metin Sozüpek (politik dili değişken ritimlerle birleştirerek bir farklılık sergiliyor), Muammer Gündüz, Nafizcan Önder ve Uğur Demirkol tarafından kaleme alınmış.

Keşke'nin kapağını ise Şükrü Erbaş süslüyor. Şair ile yapılan söyleşiye şiiri üzerine yine Hasan Ziya tarafından kaleme alınan kapsamlı bir makale eşlik ediyor. Ayrıca H. Ziya'nın şiir okuma üzerine makalesi de bulunuyor. Aşağıda bir kısmına yer verdiğim mısraları yazan Mehmet Fatih, Nurullah Deveci, Sercan Yılmaz, Münir Ersan Tuna, Serap Aslı Araklı, Engin Hamamcı bu sayıda ürünlerine yer verilen şairler. Ayrıca Emile Verhaeren'in uzunca bir şiirinin tercümesi de sayıda yer bulabilmiş. Hafıza güçlendirme tekniği olarak zihin sarayı yöntemi ve edebiyat ilişkisi üzerine yer alan makale ile birlikte Zamyatin'in disütopik Biz'i konu alan yazı deneme türünden örnekler. Sayıdaki tek öyküyü kaleme alan isim ise A. Nur Mergen.

Anne
beni yolculuklara doğurdun sen
tren garlarına
limanlara
asılsız astarsız duraklara doğurdun
hiçlikler ülkesinden bir hiç düştü payıma

Figüran dergisi, internetin dediğine göre bir grup üniversite öğrencisinin çıkarmasına rağmen amatörlüğü mümkün mertebe göstermeme çabasında olduğunu sezdiriyor. Renkli fotoğraflar, grafikler, titizlenilmiş mizanpaj ile kolay okumayı sağlayan font türü ve büyüklüğü yeni nesle daha çok hitap eden bir bakış açısının ürünleri. Bu sayede zaten bir çırpıda dergiyi bitiriyorsunuz. Dolayısıyla popüler ve çok basan diğer yayınlara öykünüyor hissi vermekte. Şairler Alihan Çayırpınar, Orhan Veli Kanık, Fidan Akyol, Cemal Süreya, Seydi Demirtaş, Cebrail Vural, Muhammed Salih Tırıs. Sunay Akın ve Hanri Benazus gibi bilindik isimler de bu sayı için kalemi eline alanlardan olmuş. Diğer ilginç konu başlıkları, Kastamonuspor ve uçak tutkunu Vecihi Bey.

Nepal'in ikinci sayısında şiirleriyle Baran Çaçan, Asuman Susam, Özgür Göreçki (bkz. alıntı), Özgür Balaban, Usame Söylemez, Enes Kurdaş, Fatih Çünkioğlu, Halil Ayaz yer alıyor. İbrahim Dervişoğlu'nun kaleminden çıkan bir öykünün yanısıra İsmet Özel'in şiirlerindeki şehir algısı ve vaşak imgesi üzerine makale fanzinin düzyazı başlıkları oluyor. Ortadaki fotoğrafın nerede çekildiğini merak ettim, bu arada. Edirnekapı

Ağaca, güneşe, yerlere yalınayak basmaya inanıyorum.
Saate inanıyorum.
Daireye ve çembere inanırım.
Elmadır meyvelerden en çok inandığım

Atım, sekiz oktavdır. Babasını gömdüktür.
Salıdan salıya basımhaneye giderim.
Akşamları leylak, turp, bulut yerim
Ve bolca su içerim. Tıksırana kadar.
Polis benim incir ağacı çaldığımı
Yeşil fosforlu kalemlerle iddia eder
..
Gömleğimin düğmesini otlarla dikip
Maruldan bir yaprak kopardığımda
Polisler evrani bastığında üstelik
Bir sigarayı hızla yakabilmeyi da
Adım dedemle aynıdır, genç olan benimdir
Dedem akşam üstleri piyano yapar
Ben akşam üzerleri kahve taşırım ona
Bu da bir fark
...
Kim tutulursa bir bel ağrısına sonra
Hayatı ciddiye alır, bu tamamen ücretsizdir
Düzgün oturmaya çalışıp
Sabahların köründe uyanarak
Başkalarının rüyalarında
Yüksek bir yerden düşür durursunuz

Gard dergisinin sayfalarında yer verdiği modern, modern sonrası şiirlerinden ziyade sade baskısı, cep boyutu gibi somut sebeplerle seviyorum. Aklımda yokken bile dürtüsel olarak kendimi satın almış buluyorum. Bununla birlikte sadece ürün dergisi olma hüviyetini sergileyen yayının her sayısında illaki en az bir şiiri de pek tutuyorum. 18. sayıya eserlerini veren isimler şu şekilde: Ariel Gonzales Losada, A. Emre Cengiz, Recep Kahraman, Ertan Alp, Ümit Şener Ta, Mustafa Berkay Işık, Süleyman Sabri Genç, Semih Yıldız, Okan Yılmaz, Ece Gün, Özgür Balaban, Fatma Nur Türk, Emre Şahin Özden, Nilüfer Altunkaya, Meg Johnson, Rae Armantrout, Kay Ryan, Vijay Seshadri ve bir satır aşağıda alıntıladığım deneyimli isimlerden Müesser Yeniay.


kenzü'l esrâr

Bir parça ete
bin caan üflemişler gibi
duruyorum burada

kesilmiş
parçalanmış olmanın umruyla

her gün soluğumun
kuşları
           çıkıyor kafeslerinden

bedenin sınır
taşı her gün biraz daha
           öteye

-hayalime kapanıyorum-

merhametli annesiyim
               doğurmadığım
                           çocukların

yalnızlığın El-Hamra'sı
kalbini
     şiirlere nakş eden
            nakkaş
                       bakma
cansız gibi uzandıklarına
sözcüklerimin

her biri
geniş avlulu saray

(onlarca bahçeden birinde
dünya güzelliğini anlattı
                    ben dinledim)

her şey içimde kocaman
dışımda ufacık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder