17 Nisan 2016 Pazar

Hugh Howey - Wool 1: Silo

Hayli ses getiren bu kitabın başarısını yazar, dişiyle tırnağıyla kazanarak haketmiş görünüyor. Diğer yandan da bilim kurgu öğelerinden beslenen popüler kıyamet sonrası-alternatif tarih-otoriteye karşı isyan vessair türü romanların yazımında sadece gençlerin okumasını kolaylaştırarak çok satma gayreti güden, çubuğu macera ve aşk yönüne bükerken  sığ sularda kaybolan tarzdan ötesi de olabileceğini kanıtlamayı ihmal etmiyor. Haksızlığa, otoriterliğe isyan mücadelesine sınıfsal ayrışmayı da katarak politik alegorinin masaya yatırıldığı bir beyin jimnastiğine okuyucu nezdinde kapıyı aralıyor yazar.Tempoda ve tecrübeli okuyucuyu şaşırtma konusunda çok çok ufak pürüzler hissedilse de eyvallah diyor, başımızın tacı, tiara'sı yapıyoruz. Pembe dantelalı eteklerimizin ucunu tutup selam ediyoruz, beş yaşında sevimli bir kız çocuğu olsaydık eğer böyle bir şeyler yapardık yani niye yapmayalım?

Bundan gayrısı spoiler.

Dünya yaşanılmaz bir yer haline gelmiş, zehirli gazlar, rüzgarlar felan. Vuuuu vuuuu. İnsanlar 144 kattan oluşan dev bir yeraltı silosunda kısıtlı yaşam sürüyorlar. En alt katlarda teknikerler, mekanikerler, petrol işçileri çalışıp yaşarken ziraatla uğraşanlar, tedarikçiler de anladığım kadarıyla bu hiyerarşinin diğer alt kısımlarını ulaştıran katmanlar oluyor. En üst kattaki şerif Holston'un karısı bir kaç yıl önce tabuları çiğnediğinden temizliğe gönderilmiş. Silo yaşamının düzenini sorgulayarak dillendiren, fitne fücur eken herkes astronot kıyafetiyle dışarıya gönderiliyor, silonun dışarıyla tek irtibatı olan periskopik bir pencerede biriken tozları kumları temizleyip, dışarıda bir tepeye tırmanırken canlarını teslim ediyorlar. Karısı da orta katlarda yarı-bağımsız statüdeki IT'nin programlarını incelerken insanlardan bir şey gizlendiğini keşfedince bunu dışarıda daha iyi bir hayat olabileceğine yoruyor. Neyse, ölüp gidiyor kadıncağız. Kocası da gönüllü oluyor ve ölüme giden insanların neden siloya iyilik yapıp bu camı temizlediklerine tek elden şahit oluyor. IT'nin tasarladığı kıyafetin başlığı, başlığı takanlara dışarıyı güllük gülistanlık, çayır çimen, börtü böcek bir de kuş gösteriyor ki yalan dostum aşk diye bir şey yok! İnsanlar merhamet nedeniyle geride kalanlara jest olsun diye  temizliğe gelen yardımcı kadın rolüne bürünüveriyorlar, camları silip süpürüp cilalayıp parlatıyorlar. Sonra da ya oksijenleri bittiği için ya da elbiseleri zehirli gazları artık geçirmeye başladığından tosbaa gibi devriliveriyorlar. İşin acıklı kısmı geride kalan ahali onu izlemek için ailecek en üst kata geliyor, yiyor içiyor temiz camın arkasından yıkık virane kenti seyrediyorlar. Olaylardan yani IT'nin bu oyunundan silonun başkanı yaşlı teyze Jahns'ın bile haberi yok desem inanır mısınız a dostlar. Şerif Yardımcısı dinozor amca Marnes şerif olarak en dipte teknisyenlerden Juliette'i başkana öneriyor. Dip katlara yaptıkları yolculuk sonunda Juliette'i ikna ederler ve dönerken IT'nin başı şerro Bernard ile tartışırlar. Bernard kendi kuklası Peter'in reddedildiğini duyunca köpür köpür Susurluk ayranına döner. Marnes'ın matarasına zehirli su doldurur ki sonradan öğreniyoruz, kendine göre Silo'nun düzeni bozulmasın diye ilk işlediği cinayet bu olmayacaktır. Ama suyu başkan teyze içince terk-i diyar. Meğer ihtiyar Marnes da onu severmiş, ayrılığa dayanamayıp intihar eder. Sonunda ipler Bernard'ın eline geçmiştir. Kendisi başkan olur, Peter da yeni şerif yardımcısı. Juliette boş durmaz, IT'deki dost güçlerden ve eski arkadaşlarının yardımıyla ipuçlarını birleştirmeye başlar. Ancak IT'deki köstebeği de ölü bulununca kendisi suçlanır ve temizleme cezasına çarptırılır. Bu kısacık şeriflik döneminde yine IT'de çalışan Lucas ismindeki bir çocukla da yakınlaşmayı bilmiştir. Bu toplumda bilmem söylemeye gerek var mı, flörtleşme, evlenme ve çocuk sahibi olmak da kurallarla kısıtlanmıştır. Neyse arkadaşları, IT'nin bilerek dışarı çıkanlara defolu ürünlerden elbise hazırladığını ve onların ölümünü hızlandırdıklarını keşfederek gizlice kaliteli bir elbise hazır ederler. Juliette dışarı çıktığında camı temizlemeyi reddederek, başlığın gösterdiği yalancı görüntülere de kanmayarak ilerleyebildiği kadar ilerler ve başka bir silo girişi bulur. Silo terkedilmiş görünmektedir, daha doğrusu cesetlere bakılırsa bir iç isyan buna sebep olmuştur. Terkettiği siloda ise Bernard saklı Düzen, İntizam, Miras, adı her ne haltsa artık,  kitabını açar, biri temizlik yapmadıysa bunun anlamı isyandır uyarısını okur. Sakladığı silahlarla IT ordusunu direnişe hazırlar. Zira alt kattakiler daha basit silahlarla gizli bir saldırı başlatırlar. IT katındaki muharebeyi kaybedip kendi katlarına çekilirler sonra. Lucas da kendi departmanını savunur ve Bernard tarafından gölgesi seçilir. Yani yedeği olarak yetiştirilmek üzere gizli bir odada saklanır. Orada geçmiş tarihe ait kitaplarla ve Düzen kitabıyla kendini eğitmeye başlar. Meğersem 50 silo varmış. Ve IT yöneticileri bu gizli odadaki telsizle birbiriyle haberleşirlermiş felan. Juliette ise harap da olsa yeni vardığı siloda yaşanabilir koşullar bulur, 50'li yaşlara gelmiş ve çocukluğundan beri saklanan bir adamla arkadaş olur. Tüm gerçekleri ve o silonun geçmişini de öğrenir. Hatta telsizle Bernard'a ulaşıp onu uyuz eder. Yavuklusu Lucas ile de gizli gizli konuşurlar, onu şiddete son vermek için iknaya çalışır. Su basan alt katları temizleyip eski silosuna ulaşacak yollar bulmaya çalışır. Suların dip dibine dalmışkene, dalgıç kıyafetine hava gelmemeye başlar, ölümden kıl payı kurtulup yüzeye vardığında artık yardımcısı olarak yararlandığı zihni çocukluğunda takılı kalmış olan Solo'nun darp edilmiş yerde yatan bedenini görür. Bana çok benzeyen biri öldürmeye çalıştı felan der, "bu kadar sene yalnızlıktan delirmemişim, başkası da varmış felan" Juliette üst katlarda 16 yaşında bir çocuk, kucağında bebek tutan yine genç bir kız ile iki üç tane daha çocuğun olduğu bir grup bulur. İşin en duygulu kısmı Solocan'ın kendisini darp edeni tarif ederken, benim gibiydi derken yani en son aynada kendi yüzünü gördüğü 16 yaşlarındaki hali hafızasında kalmışken, yani Juliette ellili yaşlarda bir saldırgan beklerken karşısına atar gider yapan bir çocuk çıkmıştır yani ben hiç anlatamadım yafu. Bu arada eski Silosundaki direnen arkadaşlar süper bir telsiz yapar ve onlar da başka siloların varlığını öğrenir. Hatta Juliette ile bile irtibata geçebilirler. Fakat artık çok geçtir, direniş kırılmıştır. Kıyımdan kurtulup teslim olan yüzlerce kişi için temizlik cezası çıkartmıştır Bernard. Olayları sorgulamaya başlayan, eh artık bir zahmet! Lucas'ı da güvendiğim dağlara kar yağdı deyip önüne katar, çıkışa doğru. Çıkış kapısına Peter ve Lucas ile giderken Lucas, Bernard'ın gerçekleri konuşmasını sağlar. Gerçekleri yeni yeni öğrenen Peter da yol boyunca kıllanır, insaniyet denen şeyi keşfeder. Juliette ise Lucas'ın temizliğe gönderileceğini öğrenince çalçaput bir kıyafet yaparak dışarı çıkar. Aşık olduğu adam ölmeden önce onu kurtarma gibi gayet riskli bir planın peşindedir. Tam zamanında yetişmiştir. Dış kapının arkasında geçici bölgeden ki çıkanların geri gelmesini engellemek için arkalarından alev yağmuruna tutulan bir bölge, çıkmayı reddettiğini görünce ısıya dayanıklı bir battaniye örter her ikisinin üstüne. Ama bu çırpınan, elinden kurttlmaya çalışan adamda bir gariplik vardır. O ne O. Meğerse can düşmanı Bernard'ın bizzatihi kendisi değilmiymişkineo. Juliette'i ağır yaralı halde içeriye taşıyıp hastaneye yatırırlar. İşin aslı şu ki yol boyunca gerçeği öğrenen Peter sahibinin elini ısırmış ve Lucas ile birlikte Bernard'ı mahkum etmişler, dışarıya göndermişler. Juliette'in geri dönüşü tam bir fenomen siloda. Bu popülerlikten faydalanıp hasta yatağında başkanlığa bile seçtirilir. Ama tüm gerçekleri silo halkına açıklayıp başka bir tür silo yaşamı inşa edilip edilemeyeceği masa üzerindeki ciddi konulardır. Solo ile çocuklar da diğer siloda bir aile oluverirler.

-Ya sana bütün dünyada yalnızca elli silo olduğunu ve bizim de o dünyanın mini minnacık bir parçasında bulunduğumuzu söylesem?
-Bir tek biz, olacaklardan haberdar olan bir tek biz vardık, diye tahmin yürüttü Lucas
-Harika. Peki bunun sebebi ne olabilir?
-Bunun sebebi,.... bunun sebebi önceden bilmemiz değil. Sebebi bunu yapanların bizler oluşu.
-Evet, artık biliyorsun

8 - 8,50

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder