
Peyniraltı Edebiyatı
28. sayı Truman Capote'a ithaf edilmiş. Mantıkn onun hakkında ve ondan esintili yazılar bir röportajıyla birlikte ilk sayfaları kapsıyor. Öykülerde sosyal tespitler ağırlık kazanmış görünüyor. Bunlar dışında güçlü bir sayı olmadığı açıkcana söylenebilir.Kutsal cennetler aşkına, kadın! Konuşmayı gerçekten sevdiğimi görmüyor musun?
yürüyerek intihar edeceğim
29. sayının ithaf edildiği yazar ise bir süre önce kaybettiğimiz Leyla Erbil oluyor. İkinci Yeni'yi öykücülüğe taşımakla tanımlanan yazarın kaleme aldığı eserlerinin sıkı analizlerine dayalı yazılar ve ona ithaf edilen şiirlerle birlikte oldukça doyurucu ve bilgilendirici bir dosya karşılıyor okuyucuyu. Umut Tugay Temel'in İlber Üzüm Ne Yiyor?, Batuhan Aşıktoprak'ın Menfi (sayfa sayfa Lütfiye Hanım'ı okuyabilirim), Cem Tunçer'in Pivot , Önder Şit'in Namus, Meriç Tuna'nın Görüşelim Bi'Ara isimlerini taşıyan öyküleri sevdiğim tarzlarda. Hepsinin tek bir sayıda bir araya gelmeleri de güzel bir tesadüf.
Parende
geri döneceğin şehirlere ihanet etme...
Kayın Yaprağı /Rose Auslander (çev:Yalın Eser)
Bir kayın yaprağı
Uçuyor odama
Tıpkı şehrimin
Ormanından gibi
Beni teselli etmeye
Gelmiş
O taze zamanlar
Bir düşünme yeri
Orada yaşıyor yitirilmiş
Dostlar ve dağlar
Zarif damarlar
İthaftır
Bana.
Şiir Atı
herkes kendi çocukluğunun babasıdırbu yüzden bitmiyor kimsenin yası

balıkçı olmayana dar gelir ufuk
yaz usuldan gelip geçer nasılsa.
İçerik dolup taşıyor, o yüzden kısaca geçmeye çalışacağım: Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 29 Ekim şiiri üzerine hamaset şiirlerini de konu alan ve bu tarz şiirleri eleştirp küçümsememesiyle ayrı bir yerde duran bir yazı, Ahmed Haşim'in Yollar şiiri üzerine uzunca bir analiz, sessiz sedasız hayata gözlerini yuman unutulmuş bir şair: Haşim Çatış dosyası, Bedirhan Toprak'ın 18 maddelik makalesi, Herman De Conink üzerine örnekli bir biyografi, Rilke çevirileri ve sunuş yazısı, William Empson, Paul Celan, Michael Donaghy, Gerald Manley Hopkins, Emily Dickinson, Robert Burns çevirileri ki orjinalleri de içerir. Ve tabi ki zengin bir çeşitlilikte ülkemiz şairlerinden seçmeler.
Local 32B / Michael Donaghy
The rich are different. Where we have doorknobs,
they have doormen-like me, a cigar store Indian
on the Upper East Side, in polyester, in August.
As the tenants tanned in Tenerife and Monaco
I stood guard beneath Manhattans's leaden light
watching poodle turds bake grey in half an hour.
Another hot one, Mr. Rockefeller!
An Irish doorman foresees his death,
waves, and runs to help it with its packages.
Once I got a cab for Mr. Pavarotti. No Kidding.
No tip either. I stared after him down Fifth
and caught him looking after me, then through me,
like Samson, eyeless, at the Philistine chorus -
Yessir, I put the tenor in the vehicle.
And a might tight squeeze it was.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder