Steven Brust serinin ikinci cildinde geçmişe dönüp Vlad Taltoş'un nasıl mafya ağında ilerlediğini gösteriyor. Dili Jhereg'e istinaden çok daha sürükleyici. Çünkü o dünyanın efsanelerini, gizemlerini, kültürünü bize tanıtma gayesi önceki kitapta baskındı. Burada ise maceraya atılalım beybi bir tarz güdülmüş. Hem 'iş' yapan hem de ufak çapta bir mahalledeki kirli işleri yürüten Vlad'ımızın alanına komşu mahallenin mafyası Laris tarafından yeni işletmeler açtırılarak tacizde bulunulur. Mafyatik bir hesaplaşma oldukça kanlı bir hale gelir kısa sürede, imparatoriçenin dikkatini çekecek kadar. Fakat bu durum aslında çok daha büyük bir entrikanın parçası mıdır? Kahramanımız aslında kendisinin direkt hedef değil kolayca yok edilebilecek bir tür piyon olduğunun farkında mıdır? Öğrenince kalbi kırılacak mıdır? Para tüketen bu çatışmalardan sağ kurtulacak mıdır? Ölürse tekrar diriltilebilecek midir? Ölümü müstakbel karısının elinden nasıl olacaktır? Karısının 'iş' ortağı ejderha ailesinin veliahtı olabilecek midir? Yeşilli büyücünün planları nelerdir? Genç Sethra kimin nesidir? Neden Morrolan ve Aliera'nın ejder ailesi işlerine karışmaktalar? Laris ile bağlantıları neler? Konuyu böylece anlatmış oldum. Açıkçası roman boyunca zaten kötü adamların ismi geçtiği için failler şaşırtmıyor. Ama motivi , sebebi öğrenmek için Vlad'ın fikir yürütmesine ihtiyaç duyuyoruz. Sürükleyici anlatım tarzına eşlik eden bir öğe de ironik ve alaycı izahatın gittikçe belirgin hale gelmesi. Eğlenceli mi? Bir noktaya kadar, evet.
Kapı açıldı ve Phoenix ailesine has altın rengi üniformalar giymiş iki Draegaralı içeri girdi. Bir tanesi küçümseyen bakışlarla büromu inceledi. Bakışları adeta 'pislikler böyle yaşıyormuş demek' diyordu. Diğeriyse aynı küçümseyen bakışları yüzüme dikmişti: adeta 'pislik buymuş demek' diyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder