Mikrokozmos ve makrokozmos arasındaki diyalektik bağ üzerinde kristal parçacıklarından, DNA'ya, oradan virüslere, yıldızlara, evrenin oluşumuna, fantastikötesi bir yolculuğa çıkarıyor bizi Björk. Sound olarak Vespertine, Medulla dönemine dönsek de bir kaç parçanın altyapısında patlamaya hazır gergin Voltaik ritimleri duyumsamamak mümkün değil. Tekrar etmek gerekirse daha sakin bir atmosfere sahip albüm genelde vokal performansına sırtını rastlıyor. Ki nasıl bir performanstır o, normalde yalın parçaları sıkıcılıktan sıyırıp ayrı bir merak boyutuna taşıyabiliyor. Albümü abartmayalım ama, bestelerdeki zayıflık elle tutulur somutlukta. Yine de Thunderbolt, Crystalline, Sacrifice, Mutual Core, Cosmogony dinlemesi pek keyifli şarkılar oluyor. Bonus şarkı olarak ise nedense benim pek hazzetmediğim Hollow ve Dark Matter'in farklı versiyonları ve Nattura yer alıyor.
Björk'a bir dinleyicisinden bol kese puan, alkışlıyoruz.
8,0-/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder