1 Aralık 2009 Salı

King Diamond - Abigail (1987)


Şahika nidasıyla "şaşırdımm!'. İlk albümde sanki psikopat bir yapımcının gitaristin başına dikilip solo süren 10 saniye , şlakk (kırbaç sesi) vazgeçtim 4 saniye, yok dur hiç çalmaa, şlakk! diye bağırdığını hayal edebiliyordum. Burada ise gitar solosu gırla, bateri enteresanlıkları bile var. Tabi en en usta işi olmasalar da ben bu tava gelirim arkadaş. Vokaller bilem farkediyor yahu.
5. parça 7th Day of July 1777 adlı parçaya kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Güzel bir akıcılık elbette herhangi bir parçanın ön plana çıkamadığını da işaret ediyor. Bıdı bıdı 1777 akustikle gitarla açılıp daha önce de duyduğumuz garip gitar tonuna bağlanıyor. Parça albüme sadece sözleriyle değil atmosferiyle de sinen tiyatral havanın egemenliğinde nakaratıyla ve araya giren sık sololarla beğenilir hale geliyor. Benzer cırtlak vokal harmonisi ise The Possession'ı yerin dibine batırıyor. Takip eden Omens benim sevdiğim gitar tonunu içeriyor, benim sevdiğim basitliğe sahip, e benim sevdiğim bir parça oluyor. Başarılı melodisi ile Abigail, 7 buçuk dakika süren kapanış parçası Black Horsemen'den biraz daha iyi.
Mevzusu da lanetli bir köşkte Abigail isminde şeytanın kızı doğduğunda babası, ki çocuk gayrımeşru, karısıyla birlikte onu da öldürür. Köşke çok sonraları gelen başka bir çifte musallat olur Abigail'in ruhu. Hamile eşin ruhuna girer yeniden doğmak için.
Bööh

7,50-/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder