Bir: saf ambiyans müziğini o kadar sevmiyorum. İki: neyse ki ağbimiz çeşitlendirmeyi iyi biliyor. Belki de gereğinden fazla. Özellikle albümün başında ilk dikkati çeken şey birbiriyle harmonik şekilde ilerleyen iki katmanın mevcudiyeti. Biri doğa ile içiçe belki de Tuvalı gırtlak şarkıcılarının yaptığını andırır şekilde doğayı taklit eden bir ses etrafında ilerlerken diğerinde standart sinyal vızıltısı gibi modern sesler içeren ambiyans müziği hakimiyetini koruyor. Fakat bu durum uzun süre devam etmez. Uzaysı atmosfer, beatlerle birlikte ağır ve yavaş kara-tekno, post-endüstriyel gürültüler, ayakkabı müdavimi hayalperest uykusu girip çıkar ve ilk duruma geri dönmüşken albüm sonlanır. Bir kaç istisna dışında parçaların ortalama süresi bir kaç dakikayı geçmediği için konsantrasyon eksikliği büyük problemlerden biri. Dolayısıyla bu çeşitlilik her ne kadar üst metinde ortaklık sağlasa da kolaj etkisi yaratıyor. Sanatçının deneyimli bir isim olduğu kolayca duyulabiliyor, gördüğüm kadarıyla yirminin üzerinde kaydı uzunçalar kaydı bulunuyor. Öyle işte, fazla uzatmayalım.
6,75/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder