Crystal Castles dinlemiş bulunduğum ilk albümünü bir asır kadar geride bırakıp sofistike ve karanlık bir albümle, 3. albümleri ile dinleyicileri arasında temaşaya ve tartışmalara sebep oluyor. Tabir-i caizse olgunlaşan ve olgunlaşmanın da ötesinde mistisizmi keşfeden grup, son eserlerini yoğun bir atmosfer sosuna bulamış durumda. Eskiden irrite edici cırtlaklığa varan vokal katman katman atmosfer ile örtülerek dengeli hale getirilmiş. Şarkıların benzerliğini eleştirenlere kulak asmayın. İndie sahnesini popülarize eden kalabalıktan başka biri değil onlar. Örneğin bir atmosferik black metal dinleseler ne derler, merak içerisindeyim. Aksine durağanlaştıkları anlar olmakla birlikte bazı beatlerin gayet de Timbalandvari durduğunu söylemek mümkün. Affection sana söylüyorum, Sad Eyes sen dinle... Hatta albümün kral şarkısı Violent Youth kaliteli hızlı temposuyla bu işin, sofistike synth pop un, nasıl kaliteli bir şekilde yapılacağını gösteriyor. Bu haliyle grup bir Burial, bir Portishead ya da Björk gibi kendilerine has öncü müzisyenlerin arasına ha girdi ha girecek. Umutlandım, lakin beklemek lazım. Zira diğer yandan yaptıkları witch house'un zekice bir kurgusu da olabilir. Ama sözler ve albüm kapağı dahil çizdikleri ciddi ve oturaklı imaj ne kadar gerçek, zaman gösterecek.
Ayrıca Kerosene diyorum, Transgender diyorum, ilk dinlemelerdeki sıkıcılığa azcık katlanın diyorum.
8,25/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder