50'li yıllar serseri Beat kuşağı edebiyatta gençler arasında pek ün yapıp sonrasında etkisini büyütmüş de büyütmüş ve klasikleşerek yeraltı edebiyatın başlangıcı olmuştur. Kutsal kitaplarından biri de bilmeseniz de okurken tahmin edeceğiniz üzere otobiyografik izler taşıyan ahan da bu eser: Yolda. Abd'nin doğusundan batısına, batısından doğusuna, oradan da güneye, Mehiko'nun içine yollarda aç sefil bir hayat geçiren ve bursluyla geçinen geçkin öğrenci Sal Paradise'ın ağzından 3 senelik bir seyri okuyoruz. Ancak asıl hikaye idolleştirdiği vurdumduymaz arkadaşı Dean'in etrafında gelişiyor. Yaşlandım mı bilmiyorum ama yarınını planlayarak, okuyacaklarımı, izleyeceklerimi, oynayacaklarımı ve işte yapacaklarımı kafamda tekrarlayarak kendini sakinleştirebilen bendenizi anksiyete krizlerine boğan bir okuma oldu. Doğaçlama yazılması edebi kaygıları baskılarken, yolu, hayatı, "hızlı" yaşamayı, cazı, bağlanmamayı (ilişki , mekan vs), berduşluğu, dostluğu güzellemektedir kitap. Savaş sonrası 50'ler amerikan muhafazakarlığının kurallarıyla cendere altına aldığı topluma tepkisel bir kaçış psikolojisinin timsali olarak sadece edebiyatta değil tarihte de önemli bir konumda kendini bulsa da aynı zamanda iddia edilenin aksine edebiyatın neden yüzde yüz evrensel olmadığının da kanıtlamakta. Diğer bir deyişle sanki o kadar yolu ben teptim, pek yoruldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder