insanım, budur basit mucizem
Hüseyin Kıran'ın 10 yıllık bir hapis döneminin hemen takiben ilk eseri şiir türünde ve hayatında çok önemli bir yer tutmasından olsa gerek, , röportajlarında unutulmasına müsade etmiyor. Maalesef yazarın ismi çirkin olaylara da karışmış. Bu tarz suç unsuru da teşkil eden iddialara istinaden sanatçıların kültür dünyasından temelli dışlanmasını çok doğru bulmuyorum. Sanatçıların kafası zaten bir değişik çalışır. Ne zamanki başkalarına da zarar verirler o zaman suçlarını elbette çekmeliler. Ama sanatta boykota tabi tutulmaları da bir garip. Şahsi olarak tavır göstermek isteyen göstersin tabi.Ne yazık ki bu suçlamaların ardından hem suçlanan hem suçlayan eser üretemez duruma düşüyor, iki ucu keskin bıçak, gerçekliğin keskinliği yaşanacak. Israrcılığın da bir modu olan takıntının ve üstünlük kompleksinin izlerini yazarın eserlerinde görmek mümkün, hem de daha bu ilk eserinden itibaren. Ama bu şiirler ayrıca kara kapkara, hiddetin şiddetin büyülü gerçekçiliğin groteskin yıkıcılığın imgesi sarıyor. Yine de bir arayış, umuda varış çabası yok değil.orada beni eğrelti otları karşılayacak
ve oltalarda ağzı yırtılmış balıklar
ağıtlar batmış bir kayıt
yere atılı bir mızrak
reçine rakısı, hisar sarısı, konken partisi
dişlerimi işte bunlara geçireceğim
güneşten nasıl da kuşkuluyum
***
şüphesiz hepimiz biliriz
yaşamaktan büyük zulüm yok
yıkandığımız hep aynı ırmak
***
ben?
oyun bozan
işte emrim
safları bozun
amin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder