Ey umarsız! Senin durduğun yerde dursun dünya
..sabahın ilk güvercinleriyle dolu kalbim
nefes alıyor yeni şarkılarda...
...
En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldı
Gökyüzünü de boğduk nefeslerimizle
Kapalıydı perdeler, sokaklar karanlıktı
Dilsiz bir adam kurtuluşu sordu bize
En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldı
Çocuklar soğudu her geçen gün oyunlarından
Tekmeleyerek yürüdüler okul kitaplarını
Aldılar nasiplerini kısa pantolon giyerek
yaşlanmaktan
En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldı
Denizin karnını karıştırırken bir rüzgâr
Ekerken sulara çiçek kokularını
Yalmzca gökyüzü durulanınca mı gelir bahar
Bir çocuğun gülümsemesi kuşları uyandırmaz mı
En çok özlediğimiz şeyler yarına kaldı
Getiremedik Nazım’ı Moskova’dan
Yatıramadık bir köyüne yurdunun ..
Başında bir salkımsöğüt ağlayacaktı.
***
Bütün ölülerin damarları
Birbirine bağlıdır toprak altında
Dünyanın boşluğa kaymasını önleyen köklerdir onlar
***
Benim dengem hiç yollara düşmediğimdendir
...
Dalgınım çok zamandır, ki dalgınlığım
Tarihin içini çektiği yerlerde durduğumdandır...
***
Anahtar dönüyor yuvasında
Beni bekliyor vazodaki karanfil
Varırım, kendi evime varırım en sonunda
Yaşamdan kaçırılmış, ölüme eğilimli
***
Zulmün artsın! Gördün ya, dağların arasında incecik
Bir su inadına akar, mazlum ve çevik
Zulmün artsın! Duydun ya, göğümde dolaşır üç beş üveyik
Edirne' den Ardahan' a, Sinop' tan Anamur' a selam götürür
Çapraz ateşinde devletlü gecelerin, pul ve mühür
Ve faili meçhul bir kalem elinde, yazar durur
Zulmün artsın! Ki ben de korkup adam olayım.
Buruşuk ceketimi çekiştiriyor elleri annemin
Uçurumlar arasında burgaçlanan rüzgâr
Kirpiklerimi yakıyor- diyor ki, ağlama
Az uzakta deniz, zeytinlikler uçsuz bucaksız
Annemin elleri tuz kokuyor, fesleğen, sabun
Kokular merdiveni doğurmuş beni
Durup durup tökezliyorum- diyor ki, düşme
Büyümüşüm, üzümüm şaraba dönüşmüş gibi
Kendimi içiyorum kan ve ter- diyor ki, içme…
***
Kırık bir tesbih misali dizili günlerin
Kendinden nefretle, acınası bir gurur arasında
Gidip geliyor, bir çocuğun ağlayışına bile
Şiire alınacak bir desen olarak bakıyorsun
Al onu kucağına, sar bakalım gözyaşlarına
Çünkü kendi oğlunu bile yazarken hatırlıyorsun
Gerçekte, bıçaklar atılırken alnına, dünya
Her gün acımasızlığa bir gemi kaldırırken
Saflıklar kurnazlık arasındaki o sırat
Köprüsünde sen, değişik taklalar deniyorsun
Ama nereye kadar, işte buraya kadar
Şehrin seni çoktan unuttu, yokluğun
Bayatlamış ve geri çevrilen bir meze
Bir zamanlar hayat sandığın rakı masalarında
Evet, işte buraya kadar hükmün
Kendini vurmayacaksan bir daha bıçak taşıma
Ölme, kendi elinden olmayacaksa ölümün ...
***
Sen benim umudumdun, biliyor musun
Nerden bileceksin her taraf yağmurdan kalma
Aynaların buğusu bile silinmeye teşne
Ama yüzler değişiyor gün seyrelince
Kulağına kiraz takhm rüyamda demin
Seni yaşanmamış bir çocukluk gibi sevdim
Bütün gün beklediğim pencereler kırıldı
Nerden bileceksin, her taraf puştluktan yana
Seni yazdığım defterler de buruştu
Gözlerine boncuk taktım az önce
Ama rüyamda ... Rüyamsa benimdi hala
Bırak bütün okullar sana "teşekkür" vermesin
Vermesin ... Varlığına yokluğuna 'teşekkür ederim!'
***
Mevsimim bitti farkındayım
Kalem kal' aya dönüştü
Ey, garip şairler, sizi ey
Nasıl sevdim bilemezsiniz
Şimdi yaldızlı açıklama ve pul istersiniz
Kalbim donarken, kağıdım yandı
Meselem buydu, farkındayım
Hayat' a hep uzaktan baktım
Korkum kendimeydi, kendimleydi ey
Sol cebimde hep kör bıçak hüznü
Nasıl sevdim, ey garip şairler, sizi ey
Mevsimim bitti, bağışlar mısınız ...
Bu yol aşka çıkıyor
Doğru git, sola dön
İşte o denizi ben yarathm
Şu çiçeklerin adı neydi
Sümbül, manolya
İşte onları da
Bu yol aşka çıkıyor
Benden söylemesi
Yüzünde hüzün tanecikleri
Saçının her teli rüzgar
Sende sonsuzluğa doğru akan bir şeyler var
İnsanın şiire inanası geliyor
Kar gibi birdenbire dağılası
Ve seninle bir kartopu olası sonra
Kalbinin düğmelerini koparası
Avucumdaki çizgiler kadar bildiğim
Ve sonra unuttuğum bir şehrin
Solgun bir semtinde
Elli yaşımın, yoksulluğumun koynunda
Yaşayıp duran dirliğim
Bu yol aşka çıkıyor ...
***
uykusuzluk bir nimet bana
biraz daha fazla yaşamak sanki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder