25 Ağustos 2017 Cuma

The Mars Volta - De-Loused in the Comatorium (2003)

Buraya entry girmek (giriş girmek haha) resmen mesaiye döndü. Hala tatil öncesini yorumlamaktayım. Progresif rock'ı modern rock duyarlılığı ile buluşturan grup, gitaristi Ömer ağbi delirip her sene 5-10 solo albüm kaydetmeye başlayıncaya kadar 6 albüm çıkarabilmiş ve sonrasında dağıldığını ilan etmiş. Bu ilk kayıt en rağbet gördükleri eserleri oluyor. Ben biraz düz bir adam olduğum için progresif işler karşısında biraz bocaladığım doğrudur. Dolayısıyla teknik beceri, hüner ve kabiliyetin ötesine odaklanmak durumundayım. Çok güzel bir vokal ve neredeyse unutmaya başladığım o damakta bıraktığı lezzet ile kayıt, kayıtsız kalamayacağınız enerjik bir performans sunuyor. Kaotik cazın gölgesini taşıyan albümde özellikle bazı anlar sonik efektlerin derecesinin azaltılması daha uygun olurdu gibime gelmiyor değil hani. Neticede besteler içiçe geçse de kendilerine has karakter özellikleri sergileyebiliyor. Bu yüzden şunu sevdim, bunu sevmedim diyebilmeniz mümkün. Ama ben demeyeceğim. Oturayım, kuşlar cikciklesin, rüzgar sesi gelsin, sessiz sakin kafam rahatlasın beklentisindekiler uzak dursun. Nedense Coheed and Cambria dinleyesim geldi...

8/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder