20 Aralık 2012 Perşembe

Sepultura - Schizophrenia (1987)

Birisi bana bir şeyi yap dediği mi, hadi onu geçtim, en hafifi birisi bana bir şey tavsiye etttiğinde inat damarım tutar ve tersini yaparım. En basitiyle dediklerini yapmam. Bayağı bayağı kıl bir adamım. Yıllar öncede pek bir çok kez Sepultura dediler, dinle dediler. Ve bugüne kadar kasten hiç dinlemedim. Elbette, körtopal cahil değilim. Cavalera kardeşleri, Soulfly'ı ya da Cavalera Conspiracy'yi ya da Sepultura'nın etnik öğelerden beslendiği dönemleri hakkımda bilgim var. Elbette müzikleri oradan buradan kulağıma kaçtı. Ama kasten dinlemedim. Şimdi neler kaçırdığımı anlıyorum. Çünkü tam gençlik zamanlarıma has bir müzik yapıyorlarmış bu ikinci albümlerinde. Hız, ataklık, çeviklik, rif üstüne rif, gaz üstüne gaz. Zaten bu aralar da canım metalin işlenmemiş, ham, dolaysız hallerini çekiyormuş. Cuk oturdu. Yine de bu kadar övgüye rağmen mükemmel olmakdan uzaklar. Melodik Inquisition Symphony thrash metalin enstrümental parça geleneği devam ettirmekle beraber tek öne çıkan şarkı olma özelliğini gösteriyor. Diğerleri her ne kadar rifleri ve ruhuyla dinleyeni mest etse de henüz karakterini kazanamamış olgunlaşmamış yeniyetmelere benziyor. Üstelik Max Cavalera'nın kendine has death-thrash arası vokalini çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Bonus parçalı versiyon özellikle şık diyeyim.

8,0/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder