2 Aralık 2012 Pazar

Orson Scott Card - Alvin Maker 2: Kızıl Kahin

Bu kitapla birlikte yazarın kalemini sevdiğim netleşmiş oldu.Daha önce belirtiğim gibi tek yanlı bakış açısından uzak ve alternatif tarih bezeli hikayesi zaten ilgi çekiciydi. Seri küçük Alvin etrafında şekilleneceğini ismiyle  belli etmesine rağmen, örneğin bu kitabın daha çok kızılderilileri ve onların direnişini konu alması daha büyük bir incelik. fakat redaksiyon konusunda sıkıntılar göze çarpıyor.
spoiler
Wobbish bölgesinin gelecekteki valisi olma planları peşinde kızılderili neslini  içkiyle yoketme planları kuran Bill Harrison'ın sahnesiyle açıyoruz kitabı. Alkolik tek gözlü Lolla-Wossiky'i köpek gibi kapısında tutarak bir tür kobay muamelesi yapmaktadır. Halbuki bu adam öldürdüğü bir şefin şaman oğludur. Dünyaya karşı olan aşırı farkındalığı kendisine acı verdiği için teselliyi içkide bulmuştur. Abisi ise kızılderilileri birleştirip beyazları bütün amerikadan kovmayı amaç edinen efsanevi savaşçı Ta-Kumsaw'dır. Beyazlar anlaşmaları çiğneyip kızılderililere içki satmaktadır.  Ta-Kumsaw'ın kızılderilileri toplayıp savaş çıkartacak olmasının tek sebebi bu değildir. Toprak ile kızılderililerin arasında mistik bir bağlantı vardır. Ruhsal olarak insanlar doğayla bütünleşiktir. Av hayvanları bile okun ucuna ölmeye gelir, kızılderililer ormanda yürürken bütünün parçası olur, farkedilmezlik pelerinine sarılırlar, günlerce yorulmadan enerjiyi topraktan çekerek koşturabilirler. Beyazlar ise toprağın ruhunu öldürmekten başka bir iş yapmamışlardır. En sonunda çıkan bir karışıklıkta Lolla elinde bir varil içki kaleden kaçar ve kendisini çağıran gizemli sesi takibe başlar. Nihayetinde küçük Alvin'i bulur. Alvin'in böcekleri kendi zevki ile ölüme gönderdiği olaya tanık olarak Alvin'in gözünü açmayı başarır.  Onun parlayan adamı olmuştur. Diğer yandan çocuk da kafasındaki sürekli gürültüyü yoketmiştir. Ve eskisi gibi yine doğayı hisseder hale gelmiştir. Ardından gördüğü kristal şehir vizyonu ile birlikte bir peygambere (ingilizce lisanında peygamberin kullanımı daha farklıdır, tarikat/mezheplerin 20.yy daki kurucuları bile bu tanımla tarif edilir) Diğer yandan genç amerikalıların düşmanı kuzeydeki Fransızlar da kızılderilileri kışkırtıp terör yaratma peşindedir. Vali olarak aslında cumhuriyetçi olduğundan dolayı sürülen LaFayette, komutan olarak ise Frederic bilmem ne görev almaktadır. Bildiğimiz Napolyon da yeni bir görevle buraya atanır. İnsanları kendine hayran bırakma gücünü kullanarak iyi bir savaş planı kurar. Tabi bir tılsımla bu etkiden LaFayette kurtulmuştur. Bu arada Harrison Vigour City'nin karşısındaki Lolla'yı takip eden kızılderililerin toplandığı peygamber kenti (Urfa :) ) ni yokedebilmek için provokasyon peşindedir. Çünkü Vigour şehrinin yöneticileri kendisinden hazzetmemekte ve kızılderililerden an azından nefret etmemektedir. İlk kitaptaki öğütlere istinaden küçük Alvin abisi Measure ile birlikte çıraklık yapacağı yere yolculuğa uğurlanır. Ancak aslında Harrison'un adamları olan bir grup kızılderili tarafından kaçırılır ve işkenceye tutulurlar. Alvin her seferinde abisini iyileştirmeyi başarır. Kızıl kahinin yönlendirmesiyle Ta-kumsaw onları kurtarır ama serbest bırakmak yerine Lolla'nın yerine götürür. Vigor şehrindekiler ise kahin ve Ta-Kumsaw'ın çocukları kaçırıp işkence ettiğini düşünerek galeyana gelir, Harrisondan yardım talep ederler. Tam istediği şey. Artık Tenskwa-Tawa adını alan tek gözlü kahin, kutsal bir gölün kenarına getirttiği Alvin'e kristal şehir görüntüsünü ve insanlığın tarihine gösterir doğayla bütünleştirerek. Kardeşi ile de arası açılmıştır. Kardeşinin istediğinin tersine doğunun beyazlara bırakılması gerektiğine inanmaktadır. O topraklar çoktan ölmüştür çünkü. Kızılderililerin de batıya çekilmesi taraftarıdır. Fakat görülerinde kan akacağını ve bunun da kendi projesi için bir gereksinim olduğunu görür. Ta-Kumsaw diğer kabileleri savaşa kışkırtmak ve Fransızlarla işbirliği yapmak için kardeşinden ayrılır. Yanında Alvin olmadığı takdirde öleceğine dair getirilen kehanete istinaden Alvin onun yolculuğuna katılır. Napolyon ile anlaşır. Ama LaFayette kralın başarılı olmasını istemediği için planları bozma yönünde  komplo teroilerine başlar. Salıverilen Measure kasabasına herşeyin yolunda oduğunu söylemeye giderken Harrison'ın adamları tarafından alıkonur. Hapsedilip işkenceye uğrar. Alvin'in yolculuğu onu sonunda kızılderililere kutsal olan sekiz yüzlü tepeye götürür. Orada ilk kitaptan tanıdığımız Taleswrapper ile rastlaşır. Peygamberin yarın öleceği bilgisini meşaleden aldığı bilgilerle Alvin'e aktarır. Alvin tepeye tırmanır, bir hücrede cançekişen Measure'ı ruhani bir yolculukta bulur , iyileştirir ve peygamber şehrine Harrison'ın komplosunu açığa çıkartması için gönderir. Çünkü Alvin'in ailesi başta olmak üzere Vigor halkı, Harrison'ın süvarileri ile birlikte peygamber kentini kuşatmıştır. Onbin kadar kahinin destekçisi sivil ise hiç bir direniş göstermeden meydanda beklemektedir. Dokuzbininin ölümüne neden olacak katliam başlamıştır ki Measure foyayı ortaya çıkarır. Kahin kalan halkını da alıp beyazları lanetler. Ellerinden durmaksızın akan kanı durdurmak için evlerindeki hanımlara ve kasabalarına gelen her yabancıya sebep oldukları dehşeti anlatmaları gereklidir. Böylece vicdana ve toprağa dayalı zımni bir sınır çizmiş olur iki halk arasında da. Harrison da lanetlenip sürgün edilir. Yani kahinin kanlı planı sonuç vermiştir. Alvin, Ta-Kumsaw'ın eşi Becca'yı ve onun insanların kaderini resmeden dokuma tezgahını görür. Fransızların kızılderililere güvenmemesi, Lafaytte'nin planları neticesinde, normalde amerikan ordusuna karşı kolayca galip gelecekleri savaş kaybedilir. Detroit yıkıntı haline dönüşür. Ta-Kumsaw yaralandıkça Alvin tarafından iyileştirilir. Sonuçta tek başına batıya kardeşinin yanına varır. Alvin de evine geri döner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder