7 Kasım 2010 Pazar

Ignition City / I am Legion / Queen Sonja


Bir süredir Doğan Kardeş aracılığıyla çizgi roman kültürünü takip ediyorum. Çocukluğumda hem fantastik dünyası hem güçlü ama kusurları olan kahramanı sayesinde sevdiğim Conan'ın ardından bu dergi vasıtasıyla çizimlerin önemini de keşfettim. Neticede Blacksand, Okko gibi alternatif hikayeler renkli çizimle de birleşince özellikle takip ettiğim seriler halini aldı.
Her istediğimize biraz vakit ayırarak ulaşabildiğimiz internet çağında da pek çok çizgi roman eserini tabi, ingilizce bilmek şartıyla, okumak mümkün. Son yıllarda süper-kahraman endüstrisine dayanan amerikan piyasasına alternatif avrupa çizimlerinin de girmesi ,kimi çeviri kimi etkileşim, ümitleri arttıran bir gelişme.
Ignition City güzel çizimleri ile dikkat çekiyor. Hikayesi wikipedia olmasa oturtamayacağımız bir geçmişe sahip. 2. dünya savaşı esnasında Marslılar dünyayı basar. Onların lideri Hitlerle itifak halindedir. Marslı muhaliflerin darbesi ve savaşlar neticesinde bu tehlike bertaraf edilir. Sonuçta dünya uzay teknolojisi ile tanışmıştır. Ancak kendi içine kapanma politikası ile üsler kapanmakta ve neticede son bir uzay üssü-şehrinde eski pilotlar sefalet içinde yaşamaktadır. Bundan sonra çizgi romanın takip ettiği konu ise çizimlerin gerisine düşerek banallığa sürükleniyor. Babası bu üsde ölen genç kızımız şehre gelerek ölümün arkasındaki gizemi çözerken intikam kılıcını bileylemeye başlar. 5 kitapta seri tamamlanıyor. Çizimleri ve şiddetin görselliği ile küfürbaz bir dil beklenmedik eğlence sunabiliyor. 6,50/10

"Science will fuck you"

6 kitapta hikayesi tamamlanan I am Legion da ise tam tersine konu eski bir tekniğe sahip çizimleri gölgede bırakıyor. Farklı bir vampir temasının işlendiği hikayeyi anlatabilmek gayet güç. Öncelikle vampirler kan yoluyla bulaşan bir hastalığa benzer şekilde geçen bir bilinç hali olarak tanımlanır. Dolayısıyla elegeçirdikleri insanlar bir kabuk olmanın bir vasıta olmanın dışında bir işleve sahip değil. Bir tür ruhsal varlık neticede. 2. dünya savaşı esnasında almanlar romanyada genç bir kız üzerinde deneyler yapmaktadır. Gönüllü olarak almanlarla çalışan ve aslında vampir olan bu kız kendi kanının enjekte edilmesiyle etrafındaki insan veya hayvanların kontrolünü elegeçirebilmektedir. Amaç yenilmez bir lejyonun inşaasıdır. Ancak hem almanlar içinde bir faksiyon hem de ingiltereden bu projeyi durdurabilmek için kumpaslar kurulmaktadır. İşin ilginci bunu durdurmaya çalışanlar arasında da gizlice insanların içine karışmış olan vampirler vardır. Diğer yandan ingilterede bu olaylarla ilişkili bir cinayeti araştıran dedektifler de işin içine girip gizemi çözmeye çalışınca okuması zor ancak keyifli bir macera ortaya çıkar. 6,50/10

Conan'ı bir dönem sevmişliğim varsa bu uzun ömrü hayatımda kızıl kraliçe Sonja'ya da bi gözatıp çıkıvermek şart olmuştur. 2009/2010 baskısı 10 kitap ve 2 hikayeyi kapsıyor. İlk hikaye Hyrkania'da bir devletin başına geçip nasıl kraliçe olduğunun hikayesi. Çizimler gerçekten komik, bazen savaşın ortasında poz veren kraliçemizin hedef kitlesinin kim olduğu gayet belli. Zayıf savaş sahneleri, modernlikle renk karmaşasının içine düşmüş çizim tekniği, Turan ırkı olması gerekirken gayet orta çağ avrupasını temsil eden Hyrkania kültürü, evet Conan dünyası kuuldur, konunun banal ve sığ işlenmesi ilk 5 kitabı yerlerde süründürüyor. İkinci hikaye ise artık resmiyetten kraliçe tacını kuşanmış Sonja'nın kıtlıkla, isyanlarla ve esrarengiz bir canavarla başetme çabasını içeriyor. Karakter bazında çatışmalar, iç düşünüşler, vs. ile sığlığı aşmış görünüyor. Konu hala orjinal olmamakla beraber bence bu ikinci bölümü okumak belli bir keyif kalitesi ne sahip. 5,50/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder