1 Eylül 2009 Salı

Dönüyor Dünya Dönüyor

Shrek the Third

TV'de izledim dün akşam, sonunu reklamlardan getiremedim. İzlemesim inciklerim boncukları da kaybolmayacakmış. Espri fakiri devam filmi sadece bir kaç yerde mimikler ve animasyon sayesinde ilgi çekici bir hal alıyor. Ve o çocuk ne kadar çirkin bi şidir yarabbim!

Barnyard

Yine bir animasyon. cnbc-e de de bazen rastgeldiğim çizgi dizinin sinema versiyonu. Saf bir çiftçinin ahırında aslında konuşan parti yapan eğlenen bir sürü hayvanın ve bunlara önderlik yapan Otis'in hikayesini izlemeye çalışıyoruz. Otis irkiltici bir memesi olan ama erkek bir inek. Film burdan kopuyor zaten. Yoğun bir ahlaki ders verme tarzını eğlenceli çizimlerle birleştirerek çocuklara yönelmiş bir film. Tabi ki sonu gelmedi gelmezz.

Underworld

Ne zamandır izlemek istediğim ve internette küçücük içi dolu fıçıçık pencerede izleyebildiğim fantastik ekşin film günümüz dünyasında vampirlerin ve kurtadamların savaşını konu alıyor. Basit indirgemecilik yerine ilginç detaylar ve azcık duygusallıkla süslenmiş metin. İzleniliyor fena değil.

Uzak

Nuri Bilge Ceylan'ın efsanevi filmi Uzak ve cnbc-e. Sonunda sebat ettim ve baştan sona izledim. Bahsedildiği kadar durağan olmasa da film klasik bir Türk izleyicisine hitap etmeyecek yavaşlıkta, akmamazlıkta ve sıkıcılıkta. Sıkıcı olmasının asıl sebebi de günlük hayatta rastlamadığımız ender mevzuların içerilmemesi. Zaten bunları yaşıyoruz biz, niye bir ayna tutuyosun ki yüzümüze! Bir de yabancı bir sitede eleştiri okudum film ile ilgili. Her sahneyi yabancılaşma ve modernleşmeyi temsilen sembollerle yorumlaması oldukça şaşırtıcıydı.
Şimdi ne desem film hakkında, kötü değil favorim asla olmayacak, ama sihirli bir etkisi var..

Butterfly on a Wheel

Pierce Brosnan oynuyor, kütük gibi :-99
İlginç olmaya çalışan zorlayan ve cortlayan konusu ile açıkcası hayalkırıklığı bir film. İyi bir işe sahip olan bir adamı karısıyla birlikte P.B. kaçırır. Çocuklarını emanet ettikleri dadının ise aslında kendi için çalıştığını söyler. Dolayısıyla her dediğini yaptırır. Bankadan adamın ve ailenin tüm parasını çektirip o güzelim caanım paracıkları yakmak gibi.. Sonunda da bir süpriz var tabi ki, aslında iki süpriz.

Only Yesterday

Drama Japon animesi, ilginç. Orta yaşlarına yaklaşmış ve tatilini bir köyde çalışarak geçirmeyi tercih eden bir kadının bu yolculuğu beşinci sınıftaki hali dolayısıyla anılarıyla yapması işlenmiş filmde. Sahneler iki zaman içerisinde değişiyor. Son sahne çok güzel. Lakin benim için ağır geldi bu film.

Kiki's Delivery Service

Küçük cadı Kiki'nin aile ocağından ayrılarak büyük bir şehirde dikiş tutturmaya çalışması. Çizimleri ile en gaddar Ömer Taş'ı bile yumuşatacak güzellikte olsa da heyecan içermeyen ve çocuksu kalan hikaye örgüsü beni memnun etmekten uzak kaldı. Only Yesterday'den iyidir ama. Bu arada bu iki filmin VCD'sini almıştım. Dün Gibi ve Küçük Cadı Kiki Türkçeleştirilmiş isimleri.

The Girl Who Leapt Through Time



Ödüller almış bu Japon animesi, liseli bir kızın geçmişe dönebileceğini keşfetmesiyle önce abuk sabuk ve sonra ölümcül sebepler yüzünden bu hakkını kafamızı döndürecek şekilde kullanmasını anlatıyor. Kız dünyayı felan kurtarmıyor, çok gerçekçi ama zamanla herşeyi arap saçına döndürüyor. Ve hikaye hiç ummadığımız bir yöne evriliyor ortadan sonra. Dramayı , dram-komediyi, fantastik kurguyu realist dünya üzerinde izlenebilir bir çeşni yapıyor film. Sevdim. Ama yüklediğim versiyonda ses olarak iki saat boyunca anlamadığım ama çok küfrettiğim bir uzak doğu dilinde durmaksızın 2-3 kişinin alakasız bir muhabbeti devam ettirmesi yüzünden filmi neredeyse sessiz izlemek zorunda kaldım.

Wedding Daze

Yine TV'de izleyip sonunu getiremediğim filmlerden. Ultra bayık romantik-komedi gibi birşey de komedi de değil. Ne bu ya??

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder