13 Kasım 2024 Çarşamba

Richard Wagner - Das Rheingold (1959 , Solti) (2008/Karajan)

 Wagner'i ya çok seversiniz ya da hiç sever misiniz derler. Farklı sebeplerle de olsa ben ikinci şıkka yakınım sanırım. Epik ve milliyetçi romantik operanın en önemli bestecisidir kendileri ve Alman destanlarını konu alan uzun eserlere imza atmıştır. Sahne geçişlerindeki dinleyeni sallayan bumbastik kısımlar dışında epik duruşu aktör ve aktrislerin Hint dizilerindeki gibi uzun uzun poz vermelerinde de tanık olabiliyoruz. Yoksa yarı melodik bir tarzda konuşan yani destanı ağır ağır ama tümüyle anlatmaya çalışan bir gayretin sürekliliği daha belirgin. Bu yüzden Wagner operaları performans sanatçılarını en çok yoran eserlerdendir. Bir kaç arya ile popülerleştirme yoluna da gitmemiş besteci. Biraz önce bahsi geçen  duruşu da Karajan'ın videosunda izleyebiliyoruz. Duyusal olarak işin doğrusu Solti'nin kaydı tabi yeniden masterlanmış olsa gerek daha canlı ve sanatçıların vokali daha dolgun. Yeri geldi, özellikle sonlarda, videonun görselliğine rağmen albüm hislere hitap etmede daha fazla başarı gösterebiliyor.

 Bu vesileyle videoya gelirsek, 1978'de ilk kayda alınmış. Elimdeki kayıtlarda ise şef Karajan'ın ölümünden çok sonra 2008'de piyasaya sürüldüğünden bahsediliyor. Durgun bir kurgu ve oyunculuğa sahip ki Wagner öyledir. Konuyu da özetleyeyim. Nehir perilerinden bir cüce altın çalar. Ren altını. Bu su altında yüzen periler sekansı iyidir. Açılış böyle. Sonra tanrıların reisi Wotan'ın bir dağ başına devlere yaptırdığı kale-sarayın ücretini ödemekten imtina ettiğini görüyoruz. Zira ücret olarak tanrıça Freya'yı devlere söz vermiştir. Devler ısrarcıdır, tansiyon yükselir. Diğer tanrılar, tanrıçalar ağlaşır. Freya'nın elması mı bir meyvesi vardır, tanrıları besler güçlü kılar. Wotan da kurnazlık tanrısı Loge'den yardım ister. Loge bu çalınan altını ortaya atar, hem devler cüceleri de sevmiyordur zaten. Emaneten Freya devlere teslim edilir , ikili yer altına cüce madenlerine iner. Bu hırsız cüce diğerlerine hükmeden altından dövülen yüzüğü takmıştır. Yüzünde de şekil değiştirmesine yarayan altın bir maske. Diğer cücelerin canına okur, tepeleme altın yığının üstüne kurulmuştur. Tanrılarla anlaşamaz edemezlerken Loge cüceyi oyuna getirir. Sinirleri ile oynayınca cüce ejderhaya dönüşür. Loge derki hadi yiyorsa ufak bir şey olur, misal kurbağa. Oltayı yuttuğunda da cücenin ümüğünü sıkarlar , neyi var neyi yok kendilerine teslim edilmesi karşılığı , fidye yani serbest bırakırlar. Cüce de yüzüğü lanetler, benim olamayan kara toprağın olsun diye. Sonrasında sahneye  devler endam eder, Freya'yı bir kenara alırlar ve o görünmeyecek kadar altın yığınına istinaden serbest bırakmayı kabul ederler. Devler dediysem de iki tane var. Altın Freya'nın boyunu geçse de saçının ışıltısını görüyoruz altın maskeyi de ekleyin der dev. Onu koyarlar, yok arada boşluk var, Wotan'ın el koyduğu yüzüğü de isterler. Olmazdı olurdu neyse Wotan razı gelir. Bu sefer dönüş yolunda yüzüğe kim sahip olacak kavgasıyla devlerden biri diğerini öldürür. Yüzüğün laneti işlemeye başlamıştır. Tanrılar da eğlenedurur.

6,75/10



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder