Ermeni tarihinde hanedanlık ve dini merkez olarak Bitlis ve Muş'un, kendi dilleri ile Pageş ve Daron'un önemini merkez almakta eser. Bu konu etrafında farklı yazarların kaleminden çıkma makaleler derlenmiş durumda. Elbette sadece tarih değil zamanın doğallığında din eksenli gelişen sanat ve kültür ile modern çağda yazar Saroyan'ın mistifiye ettiği Bitlis temasıyla edebiyata kadar çeşitlilik göstermekte yazıar. Sonuçta coğrafyamızın öncülü, hem farklı hem ilişkili bir kültürü tanımak için araç vazifesini görmeye yarıyor bu tür okumalar. Benim aklımda ise Konya ziyareti ardından bu tür tarihi kentlerdeki zayıf yani kerpiçten mimari yapı ortaklığı kalıyor. Anıt niteliğindeki bir kaç bilemedin üç beş yapı dışında yaşama , yaşayanlara dair bir kaç yüz yıl içinde zamanın tortularından başka geriye pek de bir şey kalmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder