6 Aralık 2023 Çarşamba

Dragon's Dogma - Black Mirror (6. sezon) - Stranger Things (4. sezon) - Kadim Uygarlıklar - The Office (1. sezon)


Dragon's Dogma namındaki sevdiğimiz ve bu aralar ikincisi çıkacak RPG oyunun 7 bölümlük anime dizisi Netflixde. Coğrafya ve bazı mekanlar tutsa da oyundaki hikayenin bir alakası yok. Yine de bir noktaya kadar ilgi çekici. Ana karakter 7 büyük günah ile sınanıyor, ailesini öldüren ejderhayı ararken. Konu oyunu sevenleri pek tatmin etmiyor. Peki ya çizgiler nasıl? Seinfield'in bir bölümü geliyor aklıma. Çıktığı kadın için güzel mi çirkin mi karar veremiyor. Işık yüzüne nerden vurduğuna bağlı olarak güzel ya da çirkin çünkü. Burada da öyle. Çok kötü çizimler de bulunmakta. Lafı sünnetlersek, pek de şey yapmayın yani.

Black Mirror'ın 6. sezonu bilim kurgudan ziyade psikolojik-gerilim sularında izleyiciyi boğuyor. 5 bölümden en aklımda kalanı absürd bir sıcaklığa sahip olan sondaki Şeytan 79. Karakterlerden kaynaklı genel bir iticilik hakim bu sezona. Bu öok kültürcü politik doğruculuk gerçekten baymaya başladı. Bir kez daha altını çizmek istedim.

Stranger Things en abartılı şekilde beğenilen dizilerden biri. Ama bu sezon belki de en iyisi. Bir kere bu alternatif tersine dünyadaki baş kötüyü ve arkasındaki hikayeyi, 11 ile olan bağlantısını öğreniyoruz. Taşlar yerine oturmaya başlıyor ve son savaşa doğru çatışa çatışa ilerliyoruz. Ama soınu için gelecek sezonu bekleyeceğimiz aşikar. Bir Türk vatandaşı olarak burada anlatılan 80'ler hikayesine nostaljik bir bağlantı kuramıyorum. Veledlerin her şeyi ellerine alıp dümnyayı kurtarmalarını saçma buluyorum. Ruslarca kaçırılan göbekli şerifin kurtuluş hikayesine katıla katıla gülüyorum. Çocujların romansını sıkıcı buluyorum. Ve se ve se. Ama prodüksiyonu ile temposu ile helecanı ile dizi kendini izletiyor. Biraz daha süreden kısabilseler daha iyi olurmuş.

Kadim Uygarlıklar ve bu belgeselin sunucusu ve ideologu yani her şeyi bu sağdaki adam resmi arkeoloji topluluğunca Netflixdeki en tehlikeli, en bilim dışı şey seçildi. Bu adam çok uyanık. Bilime eleştirel yaklaşmak her zaman iyi ama bilim kendi içinde de kendine eleştirel baktığı için daha korkak adımlar atıyor ve her şey yavaş gelişiyor. Çünkü tez, hipotez, anti-tez gibi çeşitli sınamalarla bilimsel gerçek kesinleşiyor. Ve bilim her zaman "şu an bildiğimiz kadarıyla"   şerhini koşuyor zaten. Fizikteki inanılmaz gelişimlere bakmak bile yeterli. Bu adam ben UFOların medeniyeti yarattığını iddia etmiyorum diye başlıyor, resmi arkeolojinin bazı gerçekleri görmek istemediğine dem vuruyor ve özellikle denizdeki yükselmeler neticesinde geçmişte ileri bir medeniyetin olabileceğini söylüyor. Dünyada Göbeklitepe'yi de örnek göstererek belli anıtların geçmişlerinin daha eskiye gittiğini söylemekle başlıyor. Başlarda mantıklı, vay yazık etmişler adama dedirtiyor. Ama en sonda kendi de bir kanıt sunmuyor aslında. Vardığı nokta da yine Atlantis, Mu felan. Sorgulanabilir kanıtın var mı? Yok. Hiç olmazsa arkeoloji ve antropoloji ve teoloji  pür dikkat gözünü Taştepeler'e dikkat çekmiş durumda. Derinden derinden düşünüyor, çalışıyor ve yavaş yavaş değişimler göz önüne düşürüyorlar.


Komik dizi ihtiyacım için Steve Carell başrolündeki Ofis'i seçiyorum zira bu  İngiliz kökenli başarı kazanmış Ofis dizisinin Abd versiyonu. Bunun da beğenisi felan arş seviyesinde. Ben anlamadım. Yani buradaki komediyi anlamadım. Bir sezon boyunca belki de bir kez güldüm. Hani utanç duruma düşürücü hareketler, kırılan potlar, farkına varılmadan yapılan hakeretler felan. Gülmeliyiz galiba. Gülme efekti de yok ki anlayamıyorum nerede güleceğimi. Zaten kara mizah denen şeyden zerre de anlamam da bu nedir onu da anlamadım. Komedide ben biraz daha klasik noktadayım. Aile sit-comu. Herkes gülsün eğlensin sorunları çözsün en sonunda sarılsınlar bitsin. Sadece 6 bölüm süren ilk sezonundan sonra açılıyor zaten diyorlar. I-ııh, benden bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder