Sadece yayınladığı zamana değil, coğrafyasına da ait olmayan hatta bugün bile yabancısı kaldığımız yer yer de unutulan bir albüm bu. Nazan Öncel'in çıkış yaptığı, popüler bir konuma ulaştığı yılları takiben sanatçının kendini canı istediği gibi ifade ettiği bir ara dönemin ilk adımı. Başka bir boyuttan sızan hüzünlü sihrin sis gibi kapladığı bir dalgayla yavaş yavaş bünyeyi ele geçiren (tam anlamıyla değil ama bu farklı yönüyle Bülent Ortaçgil de aklıma gelmedi değil) albüm Türk pop tarihinde özel bir yerde konumlanıyor. Hüzün dediysek de derbeder arabesk değil, alışılmadık melodiler alışılmadık sözlerle samimi ve yalın bir şekilde modern bir ozan bilgeliğiyle kadın duyarlılığıyla icra olunuyor. Neşenin eksikliğinden hüzün diyoruz yani. Bir süre sonrası da dinleti bir deneyime dönüşüyor zaten.
8,50+/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder