Shelby ailesi ekonomik krizle boğuşurken ticari protföylerine Çin afyonunu da eklerler. Bir yandan da almighty Tom kendini siyasete adar ve çökertebilme misyonu ile faşist hareketin önde gelen bir ismi olur. Sezonun son dakikalarında yine elinde ve de yüzünde patlayan bir komplo teorisiyle keyifleniriz. Hem tom hem de manyak abisi deliliğe bir kaç adım daha yaklaşıyor ve aileye en geç katılan üyeleri Michael alenen liderlik için piyonlarını atlarını harekete geçiriyor. Peaky Blinders mevzusu şimdilik bu kadar.
Uzay Yolu Enterprise ise artık nerelere gidiyor, emin değilim. Xindi soykırımına karşı direniş gösterip onları fikirlerinden caydırma dizinin ana konusu olmaya başlıyor. Hani Sulibanlar vardı , onlar ne oldu da Xindiler insanlık karşıtı bayrağı devraldı. Bir noktadan sonra takip edememeye başladım. Vulkan kızı da her ne kadar gelenek olduğu üzere taytlar içinde, her seride böyle bir karakter olmazsa olmasıdır dizinin, görüyor olsak da oyunculuğunu daha doğrusu karakterin sergilediği ve hiç de Vulkanlara yakışmayan çelişkileri izlemek, ne bileyim. Arka arkaya yayınlanan bu serilerde gittkçe antipatik karakterlerin sayısı artıyor ve senaryodaki sıkıntılar da göze çarpıyor.
Dorohedoro sadece 1 sezon sürüp devamı gelemeyen ve fakat çizimleri ile sanatı ile hikayesi ile gönülleri fetheden bir çizgi dizi. Japon usulü ve de fantastik. İki dünya var, büyücüler diğer insanların boyutuna gelip büyülerini deniyorlar ve o boyutu yaşanması zor bir hale getirmişler. Oradaki bir adamın kafası sürüngen kafasına dönüştürülmüş ve de hayli agresif bu arkadaş bu lanet olasıca büyüyü yapanı arıyor ki hafıza desen o da kalmamış tahmin edildiği üzere . Bir kadının yanında kalıyor. Sevgili de değiller. Büyücülerin dünyası da kültürleri de hayli bir saykedelik. Ne niye nedir pek anlamak mümkün değil. Biz de bu gariban arkadaşla birlikte öğrenmeye çalışıyoruz bu deli dünya düzenini. Isınamadığım şey ise dizinin acayip kanlı olması, et vahşet şiddet olağanlaştırılarak sunuluyor ki mide kaldırırsa.
Absürdlük denince akla gelecek örneklerden biri de bu hamam çizgi dizisi. Çok da iyi şekilde gelmeyecek, zira çizimler arkaik, hikaye saçma, tepkiler abartılı. Absürtlüğü 6 bölüm izlettirdi en azından. Eski Roma döneminde bir hamam mimarı yaratıcı fikirleri kontrol edemediği süreler boyunca bayılarak uyandığı günümüz Japon hamamlarında, kaplıcalarında buluyor ve ününe ün katıyor. Bol bol döt bacak görüyoruz. Erkeklerin önlerinde güneş efekti doğuyor, tam göbek altında. Mimar dursuz duraksız şaşırıyor, bağırıyor. Dizinin sonunda da gerçek hayatta dizinin yönetmeni Japon hamam ve kaplıcalarını ziyaret ediyor. Çocukluğumuzda da böyle çocuk programları olurdu. 10 dakikalık kısa çizgi diziler, stüdyoda oyunlar, kuklalar, sonra eski şehirlerin tanıtıldığı klipler felan. O tatta da sıkıcı yafu.
Kapkacakbacak kafalar bir bilgisayar oyunundan uyarlanarak 20'li yılların çizgilerini taklit eden bir animasyon. Sanatseverler olarak bizleri dürten dikkatimizi celp eden bu harekete kayıtsız kalmak zor, zor da içerik pek bir çocukca. Karakterlerden birinin şeytan olması ise çocuklara yönelik diye bir varsayımı kabullensek biraz travmatik sanki. Hitabeti çok anlayamadım kısacası. Süresi de kısa olunca bir göz atmanın pek zararı olmayacaktır yağni.
Nasıl da unuttum, gönderiye son dakika eklemesi. Flaş da flaş. Sonunda nihayetinde Bay Robot'un son sezonunu bitirebildim. Genel kanının aksine bu sezona hayran meyran kalamadım pek. Çoklu kişilikler ile sonlanışı çok da şaşırtmadı. Sonuçta Dark izleyip sadece ana fikrini anlayabilmiş kişileriz. Sadece aklıma takılan şu. Tüm hayatında istediği şekilde yaşayamamış , aşkını gözleri önünde kaybetmiş Çinli arkadaşın uğruna hayatını verdiği alternatif evren macerası sadece fantastik bir kurgudan mı ibaretti?