6 Şubat 2019 Çarşamba

Cowboy Bebop - Star Trek: Deep Space Nine (1 ve 2. sezon)

Herkesin anlaşmışçasına kült anime diye tanımladığı bu diziyi izledikten sonra çizimleriyle, hikayesi ile ve bittabiki müziği ile niye böyle adlandırıldığını anlamak şimdi mümkün oldu. Geç oldu, aman siz geç kalmayın. Zaten tek sezon ile uzatmadan net bir şekilde sonuçlandırmasını da bilmiş yapımcıları. Uzun yıllardır kovboy terimine yapılan göndermeden dolayı çok ayrı bir önyargı büyütmüşüm içimde. Pek de alakası yok aslında. Yakalanmaları için üzerine para ödülü konmuş suçluların peşindeki kelle avcısı grubumuzun çekrdeğini Spike ve Jet oluşturuyor. Jet eski bir polis ve
Spike ise sevdiceğizi tarafından ihanete uğrayan eski bir mafya elemanı. Sonradan yanlarına geçmişini hatırlamayan hatun kişisi Faye ve egzantrik kişiliğiyle hackerlık yapan küçük kızımız Radical Ed kadılıyor. Şirin köpek Ein'i de unutmayalım. Ana karakterler bir yandan talihsiz bir şekilde sonuçlanan suçluların peşine düştükleri maceralara atılırken diğer yandan Spike'ın geçmişinden uzanan ana hikayede rol alıyorlar. Geçmiş demişken bu karakterlerin hepsi geçmişinden sorunları taşıyan , birbirleriyle iletişim kuramayan, sevgilerini , bağlılıklarını gösteremeyen sorunlu tipler. En sonunda hep birlikte düşmanlarının üstesinden geldiler gibi saçma hollywood senaryosunu bulmanız zor, dizide. Geçmişin hayaletleri ile tek başlarına kavgaya tutuşacaklar. Bu gerçeklik işte diziyi zel kılan şey. Bir de Afedersiniz Hesap Lütfen.
                                                                     Bang!

Uzay Yolu'nun Deep Space Nine ismindeki eski Cardassian uzay üssünde geçen dizisi 93 yılında yayınlanmaya başlıyor. Next Genration'da da konu edilen Bajoran gezegeninin Cardassia istilası Federasyon yardımıyla sonlandırılmış ve yapılan barış gereği gezegenin etrafındaki üs Federasyon-Bajoran ortak yönetimine bırakılmış. Ama evrenin upuzak bir köşesine açılan sabit bir solucan deliği bulununca üs oraya doğru hareket ettirilerek bir nevi Stargate rolünü üstlenmiş. Yine Next Generation kadrosundan tanıdığımız O'Brien'ın üssün baş mekanisti olarak sürekli bir kadro kazanması olumlu bir gelişme. Ama dizi, iç karartıcı atmosferi, fakir efektleri, hiç hoş gelemeyeceğimiz karakterleri ve bayık konularıyla hiç de güzel anlar vaat etmiyor.  Kot kafa Ferengi'yi hele bir de Bajoralı sevgili yapmış şekilde görmek ve de her bölümde görmek..arghhh! Hiç bir karaktere ısınamadım. Mekan olarak üssün dışına çıktıkları ve sosyal olaylara karıştıkları bölümler bir dereceye kadar izlettiriyor. Yine de Bajora kültürü bile beni cezbetmedi. Romulanları, Vulkanları hatta Klingonları özlüyorum. Bir de ilk bölümlerin birinde Q gibi tanrısal bir varlıkla ilk kez karşılaştıklarında onu adam yerine bile koymamaları gerçekten mantık dışı. İlk sezona 1,5 puan versem, evet on üzerinden, ikinci sezon ancak 4'e ulaşır, en iyimser tahminle. Bu da sezon geçtikçe ilerlemeler olduğunu gösteriyor ki 3. sezon fena başlamadı. En azından ana kurgu olarak Dominion istilasının somutlandığını, serinin neden Babylon 5'e benzetildiğini de daha iyi anlıyorum şimdi, görmek, her ne kadar daha da iyi bir şekilde bu ana senaryonun altından kalkabilirler çekincesini dillendirerek, memnuniyet verici.
                                                                          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder