11 Kasım 2018 Pazar

Andre Gide - Kalpazanlar

Bu romanı okurken belli yerine kadar neden bahsettiğini anlamakta güçlük çektim. Günlük, mektup, üçüncü ve tekil bakış açısı gibi dağınık anlatım tekniği çok sayıda isim ve karakterle iç içe geçince ve olayların yavaşlığını da göz önüne aldığımızda sürükleyicilik konusunda problemler yaşadığı aşikar. Ancak çok boyutlu içeriğin evrenselliği zamanın ötesine taşıyor romanı. Birbirlerini seven hem cins üvey dayı ve yeğen arasında birbirlerine fazlasıyla duyarlı olmanın sonucu gelişemeyen diyaloglar ve iletişim bozukluğu ya da kaygısız, incitici ve alaycı tavırlarının arkasında gençlik sorunlarını saklayan yeni yetme gibi. İnsan psikolojisinde hala gözlemlediğimiz gerçeklikler bunlar. Konu olarak bir grup gencin ergenlik sorunları, acımasızlıkları, suça ve cinselliğe bulaşmaları, bohem hayat tarzları mekan olarak geçtiği 20. yüzyılın başları Paris de söz konusu olunca Fransız edebiyatına dair kaygılarıyla birleşiyor. Kalpazanlar ismindeki romanı için malzeme toplayan baş karakter de belki de Gide'in yansıması olarak romancılık namına düşüncelerini aktarmaktan uzak durmuyor. Diğer yandan ahlak yönünden kusursuz bir emsal olarak neşredilmesi biraz gerçeklikten uzak. Zordu ama beğendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder