27 Mart 2011 Pazar

Ursula K. LeGuin - Marifetler


Ursula ablamızın bir romanına başlamak düşüncesi bile insanı ilk başta sıkıntıya sokar. Çünkü sürükleyici ve aynı zamanda düşündürücü hikaye örgüsü ile birkaç gün gerçek hayatla ilişkiniz kopacaktır. Kitabın bitiminden sonra bile karakterler ve arkadaki imgeler, politik simgeler kafanızı kurcalayacaktır. İşte bu süreci göze alabilmek bile ilk başlarda güçtür.
Marifetler, anladığım kadarıyla gevşek olarak birbirine bağlı üç kitaplı bir serinin ilk cildi. Sesler'i henüz satın aldığım için net bir şey söyleyemiyorum. Özetin özeti bir özet geçersem yazarın en iyi kitapları arasına sokamayacağım bir roman bu. Ancak yapıtın sonlarında tanık olacağımız zeki bir twist, kıvrak bir dönüşle hikaye ilginç hale bürünüyor. O noktaya kadar okuması hoş ama büyük ölçüde boş olan hikaye gereksiz klan isimleri içerip klişe bir dünyayı mekan haline getirerek ilgiyi bir türlü maksimum seviyeye yükseltemiyor. Ne yapayım, Karanlığın Sol Eli gibi iç gıcıklayıcı bir eser benim favori Ursula romanım. Karşılaştıracağım örnek de o oluyor maalesef.
Spooooooooooooooooooooiler.
Bir kısım insan, başlarında marifet denen spesifik bir büyüye sahip feodal toprak ağası (heh he, romanda böyle bir şey yazmıyor bittabi) klanlar halinde yaşıyorlar. Aynı zamanda bu klanlar birbirlerinin toprakları için çatışıyor, zorlu yaşam koşulları. Ovalardaki insanlar için ise onlar cadı, korkulan kişiler. Ve uzun yıllardır aralarında doğrudan bir ilişki de olmamış. Neyse bu marifet babadan oğula anadan kıza geçebiliyor. Ancak soy içinde etkin olduğu için evlilikler bile bu marifetin korunmasına yönelik planlanıyor. Hayvanları çağırma marifetine sahip bilmemne klanının varisi Gry kızımız ve hikayenin ana kahramanı çözme yani bakışıyla öldürme gücüne sahip oğlumuz Orrec'in hikayesi bu. Orrec'in klanı yayılmacı başka bir grubun tehdidi altındadır. Marifetini çok geç sergileyen Orrec tam da hakim değildir bu güce. Kimseye zarar vermemek için babasına gözlerini bağlatır. Ovalardan göçme anası büyük ihtimal düşman klanın büyü gücü etkisiyle zaman içinde hastalanır ve ölür, ölmeden önce bir kez bağını çözer Orrec. Acıklı kısım bunlar. Sonra anlaşılır ki aslında kendisinin hiç gücü yoktur ve babası tarafından diğer klanlarca tehdit olarak algılanması için kullanılmıştır. Kısacası kitap toplumsal çıkarlar uğruna ne, ne kadar feda edilir sorusunu irdeliyor ve marifetinin av partilerinde kullanılmasına karşı çıkan Gry ile kendini hikaye anlatıcılığında geliştiren Orrec'in ovalara göç etmesi örneğinde bireyselleşme olgusu somutlaşıyor. Tabi böyle cesur bir adımı ancak şartlar olgunlaştığında yapabiliyorlar. Orrec'in babası savaşta ölüyor, çocukları o topraklara bağlayan pek bir şey kalmıyor, Orrec'in klanı Gry'ın ailesine katılıyor vs. Yani yazarımız ihanet olarak algılanabilecek reddetme ve terk pratiğini geçirecek kadar iddialı bir duruş sergileyemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder