5 Nisan 2010 Pazartesi

Dark Tranquillity - We Are the Void (2010)


Evet evet, bir zamanlar türün öncülüğünü yapan getirdiği değişikliklerle etki bırakan bir grup nasıl olur da son üç-dört albümdür sound olarak aynı çizgide durur? Bir noktadan sonra kendini tekrar etmek beklentilerin altını ifade etmez mi? Yani bir yerde de "yaw de git, yeter! gına geldi artık" dedirtmez mi? Sanırım o nokta bu nokta. Ama ben başkaları kadar acımasız olmayacağım. Zira hala beni heyecanlandırabilen ender gruplardan biri Dark Tranquillity. Biraz irdelerseniz farklılıklar bulabilirsiniz aslında. Açılış parçası, örneğin son dönem çizgilerinden ayrı bir yerde duruyor. Synth'in daha bi ağırlık kazandığını, depresif havanın daha bi sindiğini söyleyebilirsiniz. Hiç şikayetim yok bundan. Asıl rahatsız eden şey artık göze göze batan tekrarcılık. Örneğin kapanış şarkısı epik Iridium! Güzel ama ben buna benzer şeyler duymuştum gruptan. Asıl rahatsız eden şey gitarın arka plana atılıp ritme çevrilmesi ve güzel ve ayrık bestelerin, nitelikli bestelerin niceliksel de düşüşe geçmesi. Bu kadar eleştiri kafi. Çünkü grup albüme doldur boşalt beste çaktığı gibi her zaman ustaca şeytan tüyü dikmişcesine melodik şarkıları da zihnimize çakabiliyor. The Grandest Accusation, Her Silent Language, I am the Void gibi. Albümdeki en sevdiğim şarkı ise bence rüya gibi aklı darmadağın bırakan her saniyesi tam da olması gerektiği gibi Surface the Infinite.

8,0-/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder