
Dağlarca'nın toplu şiirlerininin bu ikinci cildi ilk 1968 yılında basılan 19 Mayıs Destanı ile başlıyor ve 70 ile 80'li yılları kapsıyor. Politik olarak çalkantılı yıllarda ulusal yanı ağır destanların hacmen belirleyiciliği bir duruşu temsil ediyor olsa gerek. Türk ulularının izinde İstanbul'da Atatürk'ün toplantığı yaptığı evden yolculuğa çıkışının dizelere döküldüğü bu destandan sonraki yapıt 1970 tarihli Hiroşima'dır. Bu eserde çoğu kez atom bombasıyla yok edilen Japon sivildir dile gelen ama bombayı bırakan pilottur da. Bu kısa eseri Vietnam Körü isimli tiyatral bir yapıtı takip eder. Sonu bir katliam ile biten eserde köylüler ile vicdanlı bir amerikan teğmenin geliştirdiği diyalog umut emaresi olarak geliştirilmiş. Yine de askerlerin kendi aralarında dillendirdiği insanlık dışı acımasız diyaloglar yapıtın gerçekliğini zedelemektedir. Zira tarihte en gaddar işlere imza atanlar kahkalarla gülerek ben kötü adamım şarkısını söylemezler. Eserin ilginç bir yönü de post-modern metinler arasılığıdır, Vietnam'lı dede arkadaşı Dağlarca'nın Vietnam Savaşımız eserini okur köylülere. Takip eden Malazgirt Ululaması ise isim üzere Anadolu'nun kapılarının Türk'e açılmasının destanıdır.
Yellere karşı sen yellerce es estir /Yankılanan Türkçe ol ta için bir sestir
BAĞIŞLAMA III
Atlar insanları sever
At gibi sevdim seni.
Atlar uzakları sever
Upuzundum.
Atlar çoğulu sever
Çoğalmıştır uluslar uluslarla hep.
Atlar
Bağışlar duyuyor musun geçtigi atları.
1972 tarihli yapıtının adı Haliç'tir. Çocukluğum da Altın Boynuz kıyısında bugün mevcut olmayan ve daha da acıklısı sermayeye ve ranta peşkeş edilerek tarihe hakaret nişanesi olarak olduğu yere bırakılan Aktalana uğramış (elleri kurusun, ocakları sönsün) bir semtte geçmiştir.
Aynı sene Kınalı Kuzu Ağıdı'nı yayınlar şair. Kırsal hayatın zorlukları şairin sık uğraklarından biridir. Bağımsızlık Savaşı üst başlığı altında üç eser gelir devamında, Sakarya Kıyıları, 30 Ağustos ve İzmir Yollarında. Daha önce başvurduğu dipnot kullanımı, alıntılar ve sayfa sonu dizeleri gibi yöntemlere başvurmuş bu eserlerinde de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder