29 Mart 2023 Çarşamba

Timothy Earle - Şefler Nasıl İktidara Geldiler: Tarih Öncesinde Politik Ekonomi / Kitap-lık (sayı 225)

 

Danimarka, Peru ve Hawai'nin geçmişindeki beylik dönemlerinin o zamanki sosyo ekonomik koşullarda nasıl oluştuklarını , hangi özgüllüklere sahip olduğunu neo-marksist öğretiye yakın bir analizle karşılaştırmasını yapmakta değerli antropolog. Öncelikle devlet öncesi geçici yönetimlerin araştırmanın odak noktası olduğunun altı çizilmeli. Misal İnka devletinin müdahalesi yüzyılardır birbiriyle didişerek kaotik bir düzen içinde statikleşen Perulu Wanka toplumuna olumlu tesir ediyor. Modern iktidar çözümlemesinden uzak olmakla birlikte Örneğin Hawai'de sulu tarım yatırımlarına yada Danimarka'daki Thy toplumunun prestij malların üretimi ve dağılımının hegemonyasına yaslanan farklı stratejiler üzerinden şefliklerin iktidarını kurması gibi, yine de iktidarın tesisinde ortaklıklar da baskın şekilde mevcut. Mutlaka askeri bir güce dayanıyor olması, şenlik, ziyafetler vb. yöntemlerle yakınlara iltimas geçme kültürü ve başvurulan ideolojik sembolizm gibi. Bahsi geçse de (güvenlik maksatlı şeflerden medet uman ve bilakis yiğit gördüklerini öne atıp etrafına sığınan bir kitlede somutlanan Wanka örneklemi) son buluşlar çerçevesinde ekonomiyle başat ve belki de daha fazla toplumsal kültürel ihtiyaçların önem kazanmasının bu çalışmayı etkileyip etkilemeyeceği merak konusu. Nihayetinde iktidarın oluşumunu tarihsellik çerçevesinde ve antropolojik bir bakış açısıyla okumak hitap ediyorsa, kaliteli ve okuması keyifli akademik bir eser olduğu gerçeği önümüzde.

Biraz fazla anaakım bulmam sebebiyle çok da bulaşmadığım bir dergidir Kitap-lık. Ben almadım da zaten ama genelde okuduğum kısmen marjinal yayınların da bir yere varmadığı gerçeğiyle tazeleyen bir deneyim oldu, bu dergiyi okumam. Hala Orhan Pamuk tercümesinde olduğu gibi yılların klişeleri eksik değil elbet. Yine de şiirlerin alternatif yayınlara göre daha okunur olduğu da bir hakikat. Derginin dosya konusu modern tiyatronun önemli isimlerinden Ionesco. Deaya çok da girmeden yeterince bilgilendirici olması tatminkar. Ama absürt tiyatro pek de benlik değil. Uzunca Tuğrul Tanyol röportajının yanısıra yine diğer söyleşileri ve hikayeleri de bulmak mümkün. İlginç bir konu da tek yapıtıyla efsane konuma getirilen Ahmet Arif'e getirilen eleştiri ki doğru ama bahsettiği düzlemden değil.

ebruli (Turgay Kantürk)

Latife Tekin’e


su duruldu. çalkantı şimdi hangi içdenizde? aç içini. bu nasıl bir baş dönmesi. boşa dönelim öyleyse. 

başa dönelim. katır tırnaklarına. gölgesinde kundaklandığım o ağaca. elmanın çürüğüne. gel başa 

dönelim. ağrılı bir diş gibi batarken üstümüzde güneş ve yükselirken sazlığın uğultusu. dibe. göle 

dönelim sevgilim.  


derin kesikler. dilimde. sözcüklerin fışkırdığı. mavi. masmavi. ulu orta ya da güpegündüz. zamanı 

öteleyen bir kâkül gibi. düşmüş ve çaresiz. bu hangi kuytun senin? dudağındaki kimin öğle uykusu? o 

derin loşluk. boşluğunda kaç gelincik. kaç öpüş. biz kimiz sevgilim?


kâğıttan gölde yüzelim. yazdıkça silinen. ıslak. ıpıslak. ağzın kadar beyaz olmalı gökyüzü. ısırınca 

kanayan. derin. toprak nasılsa öyle. kayganız sevgilim. bulutsu. biz çamuruz. o ebruli çukurda. uzakta, 

çok uzakta. aşk tozuyla sıvanmışız sevgilim. savrulalım hadi.


unut beni. unut beni benini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder