29 Temmuz 2021 Perşembe

Sólstafir - Masterpiece of Bitterness (2005)

 

Tatil ve arkasından korona musibeti ile mücadele ederken en azından aşının ilk dozunu yaptırdığıma şükrediyorum. Kendimden biliyorum, yoksa hastaneye düşermişim. 2 senedir nasıl dayanmışım ofise git gellerle beraber hayret. Herkeslere şifa diler yazıma devam ederim. Böylece Solstafir külliyatını bitiriyoruz. İlk albümde yerini yurdunu arayan Solstafir her ne kadar 3. albümleri Köld ile dünyada bilinir hale gelmiş olsalar da o soundun başlangıcı -tada ! -  işte bu ikinci yapıtları. Şöyle bir fark var ki iyi ki de bunu gelenek olarak devam ettirmemişler, 15 ve 20 dakikalık iki uzuuun upuzuuuun parça içermesi bu albümün.  Kapanış kreşendosu kalbur üstü ki elbette grubun başarısız olduğu bir alan değil kreşendolar, olan 20 dakikalık giriş şarkısının ortasındaki oyalanmaların büyük kısmını attığınızda, süresi neredeyse üçte bire iniyor ve bu hiiiç iyi bir şey değil cancağzım. Üzülmeyin gerisi bomba gibi, vokal rifler harmoni melodi ritim sololar zırtlar zurtlar her şey sahici içten ve istekle şevkle icra edilmiş. Kendilerine has progresif post metalik bir soundu ilk albümlerinden sonra bu kadar başarıyla ve profesyonelce inşa etmiş olmaları takdire şayan. Ancak atmosferik sludge kaidesi belirgin ve inanılmaz bir renk katıyor albüme.  Bazı performanslar var ki başlangıçtaki hayalkırıklığını unuttrmayı başaracak ve sonrasında sizi supernova patlamalarıyla tanıştıracak. Ritual of Fire'ın sonunda hele bir şeyler oluyor. Dolayısıyla grubu sonraki işleri ile tanıyıp seven tayfa bu albümü dinlemeyerek çok şey demeyim de bayağı bağzı bir şeyler kaybediyor. Elinizdekinin kıymetini bilin yafu.

8,0+/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder