3 Ocak 2021 Pazar

Jose Saramago - Ölümlü Nesneler

İsmi üzerinde nesnelerden ilham alarak toplumsal eleştiriyi ironik dil cambazlığıyla harmanlayıp altı öyküyü okuyucunun beğenisine sunuyor, usta yazar. Portekizli yazar dönemin baskıcı atmosferini karanlık bir sis gibi eserine yedirmiş durumda. Öykülerin ortak noktasını bu teşkil ediyor. Fantastik unsurlar zaten yazarın başvurmaktan vazgeçemediği şeyler. İlk öyküde tahtakurularının basit bir sandalye üzerinden bir diktatöre karşı kurdukları komplonun ortağı gibi hissetmekten alıkoyamıyoruz kendimizi. Benzin ambargosu altındaki bir kentte  benzin bağımlısı çılgın bir arabanın  sürücüsünü rehin aldığı diğer bir hikayede sürücünün başkalarının yargılarından çekinerek işleri daha da sarpa sardırmasına tanık oluyoruz. Bir hükümdarın yaşadığı ölüm korkusu sebebiyle yönettiği ülkedeki tüm mezarlıkları görmeyeceği şekilde duvarlarla örülü başka bir yere taşıması orada yeniden hayatın filizlenmesine sebep olacak ve bu nafile çaba hükümdarı ölümün pençelerinden tabiki kurtaramayacak. Bu da üçüncü hikaye oluyor. Nesneler adına taşıyan eserdeki en uzun hikayede nesnelerin yavaş yavaş ortadan kaybolduğu tüketim odaklı distopik bir ülkeye yolculuk yapıyoruz. İnsanlar bir daha asla nesnelerin yerine konmayacak. Sentor isimli öykü  varoluşçu ve bireysel örüntüsü ile eserin en dokunaklılarından biri. At ve insan olarak kişilik bölünmesi yaşayan ve türünün tek hayatta kalanı sentor (centaur), doğduğu topraklara dönerken insanlar tarafından uğradığı tacizlerden hayatını korumaya çalışıyor. Bir kaç sayfadan oluşan son hikaye ise umudun ve sevginin hiç bir zaman yok olmayacağını hatırlatan bir nişane.

1 yorum:

  1. Bu yazarın zihni bambaşka çalışıyor. Körlük ve Görmek’ten sonra tüm kitaplarını okusam mı diye düşünüyordum, ama bunu eledim şimdi 😇

    YanıtlaSil