14 Mart 2018 Çarşamba

Ursula K. Le Guin - Anlatış

Doğruyu söylemek gerekirse yazarın en iyileri arasına girmesi zor bir roman bu. Türkçeye çevrilmesi oldukça uzun zaman alan bu eser, yine üzerine düşünülecek, analizler yapacak pek çok fikri damarlara zerk ediyor. Bu yüzden de heyecanla karşılanmış olması doğal. Hele de üstüne benim de neredeyse aşık olduğum yazarın vefatını da eklersek... Ancak burada yazarın başvurduğu  teknikler, üçüncü gözden değerlendirmeye tabi tutulan antropolojik belgesel tarzı demek istediğim, ya da ayrı kutuplardaki iki ayrı sosyal dokunun kıyası, ya da Budizme benzer Anlatış olarak burada nitelenen dinsel (din değil ama) hayat felsefesinin aşırı idealleştirilmesi, ya da bu üçüncü bakışla temsil edilen kişinin cinsel, sosyal kendi dertlerini de taşıyor olması (aslında bu bir yenilik olabilir şimdi düşündüm de), kısacası daha önce yapılanlardan çok da farklı bir şey yok. Dolayısıyla didaktizmi baskın geliyor ve modern bir Siddhartha önermesi olarak huzura aç ruhlara hitap ediyor. Sonuçta her eseriyle darma duman olup yeni dünyalara yelken açacağız diye bir kural da yok. Bu haliyle bile okuması oldukça keyifli. Zaten yazarı bilenler okumayı es geçmeyecektir, okumamazlık da yapmamalılar zaten.

8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder